Kültürün Önemi

İnsanlığın tarih boyunca geliştiğini gözlemleyebiliriz. Biliminde yardımıyla insanlık sopanın ucuna bağlanan sivri bir taştan oluşan basit yapılardan pis işlerini onun için yaparak hizmet sağlayan kompleks teknolojilere- internet, ev süpüren robotlar, fabrikada çalıştırılan üretim robotları…- mükemmel bir hızla ulaşmıştır. Bu gelişme Charles Darwin’in evrim teorisinden mi kaynaklıdır, bilmiyorum ama durmak bilmeden genişleyen bilginin asla bitmeyeceği çok bariz.

Yıllar önce Türkiye de bir devrim başladı. Başarıya ulaşmak için öğrencilere sanatın taslak verildiği bir eğitim düzeni yeni atılımlar için bir anahtar görüldü, bu durumun göstergesi olarak sanat okulları kuruldu ve tam yüz yıl önce böyle bir düşünce sistemi ile karar alan cumhuriyeti kurdular. Çünkü inanılan gençliğin üretken akıllarının imkansızı başarabilecek kapasiteye sahip olduğu idi. Başlangıç olarak ülkeye resim ve müzik kültürü getirildi. Her coğrafyadaki çocuklara bu alanlarda eğitim olanakları sunuldu. Böylece kısa zamanda adının anılması bile cesurca sayılacak meslekler büyük bir önem gördü.

Günümüzde konservatuvarlara sahibiz; geleceğin dansçıları, genç müzisyenler ve ressamlar yetiştiriyoruz. Ama sanatın gittiği yön değişiyor. Üzerinde uykusuz geceler boyu uğraşılan klasik müzikler şu günlerde önemini kaybetmeye yüz tutmuş bununla beraber müzik kültürü bir çok dala ayrıldı: pop, rock, türkü (kültürel müzikler)… Resim ise çok farklı bir yönelme yaşadı geçmişte bir ömür uğraşılan resimlerin yerini modern sanat denen bir bilinmezlik aldı. Duvara bantlı bir muzun Picasso’nun herhangi bir resminin yerini alabileceğinin düşüncesi bile sadece saygısızlık değil ama insanların şuurlarını kaybettiklerinin göstergesi.

Bazen insan bütün işlerini bir kenara bırakmalı. Oturup saatlerce bir kitaba kendimizi kaybetmeli, Turgut Uyarın şiirlerinin soğuk sularına atlamak ya da güzel bir tablo görmeli, onu en ince detayına kadar incelemeli. Gereksiz bir çaba gibi gözükürler ama doğrusu her biri geleceğe dair yatırımıdır, çünkü hayat kısadır ve bir genç test kitaplarından yeterli bilgi alabiliyorsa bence sadece sanat bireye istediği bilgiyi ve çok daha fazlasını vermeye çok müsaittir. Herkes kendi hatalarından ders çıkartmaya çalışırken belki yüz bin kere yanılabilir ve yine yüz bin birincide doğru sonuca ulaşacağının garantisi yoktur ama birinin geçmişi, bir düşünürün kitaplarında aşılamaya çalıştığı düşüncelere dikkat ederek ve ya eski bir tablonun içindeki acıyı ve zorlukları inceleyerek, çok daha fazlasını öğretebilir. Bir bilim adamının bibliyografisi o insan düşünce tarzı isteği çalışmaları ve niye toplum arasında kabul edilmediği anlatılır, Bu kitaptan elde edilen bilgi sadece ortaya attığı fikir olmaz eskilerin kültürleri ve şimdiki toplum düzenine karşı fikir sahibi olunabilir. Bir  ressamın resiminde onun iç hayatı ve çevresiyle ilgili çıkarımlar yapılabilir ya da sadece üzerindeki motiflerden kültürleri hakkında tahminde bulunulabilir. Bu sebeple benim düşüncem insan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel
bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle
söylemelidir.

(Visited 20 times, 1 visits today)