Soğuk bir kış gecesi saat 12.00 ve benim aşırı uykum gelmişti. Sıcak bir duş aldım, sonra dişlerimi fırçalayıp sıcacık yatağıma girdim. Uykuya yeni dalmıştım ki dışarıdan gelen sesle irkildim. Pencereye doğru koştum, ağaçların arkasında bir şeyler kıpırdıyordu. Hemen dışarı çıktım. Tabi korkuyordum da gecenin bir vakti enteresan sesler geliyordu.
Yavaşça ağaca doğru ilerledim, sonra karşıma bir ayı yavrusu çıktı. Yaralanmış gibi duruyordu. Onun yanına gittim ama sonra annesi geldi ve beni kovalamaya başladı. Ben de mantıken ayıdan kaçıyordum ama ayıdan kaçarken evimden çok uzaklaşmıştım. Ormana doğru gidiyordum ve ormanın derinliklerinde kayboldum ama en azından ayıdan kaçmayı başarmıştım. Bu resmen imkânsız bir şey ama başardım.
Artık gerçekten kaybolmuştum ve kendime bakmam gerekiyordu. Hayatta kalmam için sadece yanımda bir gofret ve bir tane de çakım vardı, onlarla yetinmem lazımdı. Kendime barınmam için bir çadır gerekiyordu. Ben birkaç yaprak ve biraz da irili ufaklı odun parçaları toplamıştım gecenin geç saatinde. Saat geçtikçe hava daha da soğuyordu ve daha da hızlanmam gerektiğini anladım.
Sonunda kendime ufak bir barınak kurmuştum ve onunla toplam dört gün yaşayabildim. Ailem meraklanmıştı ve polis helikopterleri havada uçuşuyordu, polis arabaları ise yerlerde tekerlek izleri bırakıyordu. Gerçi beni bulmayı başarmışlardı ve ben de ailemi gerçekten çok özlemiştim ama hâlâ ormanda dört gece geçirdiğime inanamıyordum. Gerçekten de bu maceralar sonrası, sıcak evimde sıcak çikolatayı hak etmiştim doğrusu.
