Musti ve Arkadaşları Konuşuyor!

Saat 09:17 idi. Bir baktım Musti konuşuyor. Ne? Musti kim mi? Hemen anlatayım. Adım Gece bu da benim balığım Musti. Musti her zaman çok enerjiktir. Her zaman akvaryumunda yüzer. İşte bu yüzden Musti’nin doğum gününde ona dev gibi bir akvaryum aldık. Bazen düşünüyorum da hiç başı dönmüyor mu hayvancağızın? Neyse, bir uyandım Musti bana “Günaydın Gece! İyi uyudun mu? diye sordu. Bekle… MUSTİ??? diye kalmıştım. “Musti, se…sen ko…konuşuyorsun.” dedim. “Tabii ki konuşuyorum ağzım yok mu benim?!” dedi hayretle. “Ama sen hayvansın nasıl konuşuyorsun? Asıl ben seni nasıl duyuyorum?” dedim şaşkınlıkla. “Zaten duyman gerekmiyor mu? Yani ben sana onca aydır boşuna mı günaydın diyorum?” diye cevap verdi Musti. “Eeeee…. galiba. Ama bugün seni duyabiliyorum. Peki aç mısın? ” diye sordum. “Evet tabii ki. Kahvaltı en önemli öğündür. ” dedi Musti. Musti’ye bir tutam balık yemi verdim. Hemen de yedi. Anneme bunu söylemek için koştum. “Anne anne! Musti konuşuyor gelmen lazım!” dedim. “Kızım öyle şey olur mu hayvan o. Ama yine de bi gelip bakayım.” dedi ve odama doğru yürüdük. “Musti konuş.” dedim. “Merhaba efendim. Ben Musti evde 6 aydır beslediğiniz balık.” “Eeeee kızım sen bulup bulupa konuşma mı diyorsun? ” dedi annem. “Ama anne duymadın mı kendini tanıttı. “Tatlım yine hayal görüyorsundur. ” deyip gitti. Galiba Musti’yi sadece ben duyabiliyordum. “Şimdi sabah yürüyüşüme çıkacağım. Keşke sende benimle dışarı gelebilsen. Ama ayağın yok. ” dedim üzülerek. “Ama senin de kavanozun var. Beni bir su dolu kavanoza koyup yürüyebilirsin! ” dedi Musti. Harika fikirdi. Hemen mutfağa koşup bir kavanoz kaptım. Su doldurup içine Musti’yi koydum. Evden çıktık ve en yakındaki parka yürümeye başladık. Musti’ye bedava yolculuk oluyordu. Ama mutluydum çünkü yürürken sohbet ediyorduk. Parka gelmemiz 3 dakika sürmüştü. Önümüze bir kedicik çıktı. “Lütfen bana su ve yemek verin. 2 gündür açım ve susuzum. ” diye miyavladı kedi. Çok üzülmüştük. (İnşallah kedinin aklından Musti’yi yeme fikri geçmemiştir.) Hemen eve koşup bir tabağa dünkü etlerden koyup, diğer tabağa da su koyup geri parka koştuk. “Al bakalım kedicik. Afiyet olsun. ” dedik ve yolumuza koyulduk. Şimdi de önümüze bir köpekçik çıktı. “Lütfen yardım edin. Çok güneş var. Gidecek yerim yok. Yanıyorum. ” dedi zavallı köpekçik. Musti “Yapraklardan bir şemsiye yapabiliriz. ” dedi. Musti yine çok güzel bir fikir vermişti. Büyük yapraklardan toplayıp bir şemsiye yaptık. “Çok teşekkür ederim.” dedi köpekçik. Yürümeye devam ederken bir yavru kuş gördük. Yuvasından düşmüştü. Belli ki uçamıyordu. Annesi de yemek bulmaya gitmiş olmalıydı. Kuş ağlaya ağlaya yerde duruyordu. Kuşun yanına koştuk. “Ben ağaçtan düştüm. Şimdi de çıkamıyorum. ” dedi minik kuş. Arkamızda büyük ve uzun bir taş vardı. Ona tırmanıp kuşu ağaca bırakabilirdik. Taşı kaldırıp getirdikten sonra kuşa yardım ettik. Kuş artık çok mutluydu. Bizde öyle. “Ne kadar güzel bir gündü.” dedi Musti. “Evet harikaydı. Herkese yardım ettik.” dedim. Mutlu bir şekilde eve döndük.

(Visited 5.375 times, 1 visits today)