Ot Gibi Yaşamak

Hep çok ilgincime gitti bu ifade. İnsan hayatı kadar değerli, özel ve eşsiz bir olguyu basit bir otla karşılaştırmak bana mübalağayı bile abartmak gibi geldi. Tabi bazı hayatlar diğerlerine nazaran daha renkli olabilir ama gerçekten kimsenin hayatı ottan ibaret olabilir mi ?

Bu tür bir sorunun cevabı için insanı insan yapan nedir sorusundan bahsetmemiz gerekir. Bizi hayvanlar aleminden kadar farklı kılan esasında yaratıcılığımız ve merakımızdır. Hayvanlarla birçok çarpıcı benzerliğimiz olsa dahi hiçbir hayvanın kendisine size az önce sorduğum türden bir soru yönelttiğine ben şahit olmadım. Belki de ot gibi yaşamak bizi biz yapan bu duygu ve isteklerden mahrum bir yaşam sürüyor olmak demektir. Yani işin özünde bir hayvanın hayatıyla benzer görülebilecek, yalnızca hayatta kalma içgüdüsü ve bir sonraki güne ulaşma idealinin bulunduğu bir hayata sahip olmaktır.

Kimse zaman zaman kendisini bu tür anlamsız bir hayat sürmekten alıkoyamaz. Hepimiz gitgide-özellikle günümüzde- hayatın monotonluğu karşısında kendisini çaresiz hisseder. Sanki hayatımızın gidişatı soğuk, bilinçsiz ve zalim rutinler ve alarmların elindedir. Bu oldukça doğal ve açıkçası kanıksanması gerekilen bir durumdur. Ancak bizim en büyük hatamız ender olsa dahi bizi böyle hissettirmeyen, bizleri “hayatta” hissettiren anlara yeterince farkındalık göstermemizdir. Hepimizin bir birey olarak asli görevi bu anları öncelikle hatırlıyor olmak, sonrasında ise bu anlar arasındaki benzerlikleri ayıklıyor olmaktır.

Şimdi ilk önceliğimize değinelim : Bu anları nasıl ayıklayabiliriz ? Genelde bir yere gezerken veya bir yere oturduktan sonra arkadaşınız ” Bu hayatı yaşamıyoruz arkadaş !” diyorsa yüksek ihtimalle hayatınızın dizginlerini sizin tuttuğunuz bir anla karşı karşıyasınızdır. İşte tam bu  ve bunun gibi anların farkındalığı daha özgür ve mutlu bir hayatın anahtarıdır. Sizin yapacağınız tek şey bu anların arasındaki ortaklıkları inceliyor, bunları aklınızın bir yerine not ediyor olmaktır. İşte sanatla ve mantıkla haşır neşir olmanın faydaları da tam olarak burada karşımıza çıkıyor.

Zaten sanat dediğimiz tüm insanlık tarihi boyunca bu anların toplandığı bir antoloji değil midir ? Sanatın hepimizin hayatında önemli bir ol oynamak zorunda olmasının sebebi de tam budur işte. Eğer daha kendimiz karar kılmadıysak bile bizden önce gelenlerin kayda değer buldukları anlara bize erişim sağlamasıyla sanat tüm insanlık icatlarından kendisini ayrıştırır. Tüm bu bilgiler ışığında bu tabir belki de düşündüğüm kadar abartı değildir. Hayatımızın ottan öte bir yanının olmasını istiyorsak sanat yakın dostumuzdur.

(Visited 18 times, 1 visits today)