SİHİR

  Ailemle birlikte uzun zamandır planladığımız kamp yapma fikrini sonunda hayata geçirdik. Tüm kamp malzemelerini aldık ve arabamıza bindik. Harika bir dağ yolu bizi yemyeşil bir orman yoluna sürükledi. Manzara muhteşemdi doğrusu çünkü ağaçlardaki yapraklar rengârenkti, tam bir sonbahar şöleniydi.

  Sonunda kamp alanına geldik. Eşyaları arabadan indirdik ve babamla birlikte çadırı kurmaya başladık. Annem ile kardeşim de masa ve sandalyeleri hazırladılar. Hava kararmaya başlamıştı. Küçük bir ateş yaktık ve marshmallow kızarttık, enfesti! Çaylarımızı içtik, sandviçlerimizi yedik. Karnımız doyduktan sonra ateşi söndürüp biraz yürüyüş yaptık.

  Ormandan gelen hayvan sesleri beni biraz ürkütmüştü ama korkmadım tabii. Sonra çadırımıza geri döndük, lambamızı yaktık ve herkes kendi uyku tulumunun içine girip uyudu.

  Sabah olduğunda kulağıma ilk kuş cıvıltıları geldi. Dün gece çok yorulduğum için gözlerimi bir türlü açamıyordum. Sonra annem elleriyle gözlerimi kapadı ve beni çadırdan dışarı çıkardı. Gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamadım: Gökyüzünde çift hareli, kocaman bir gökkuşağı ışıl ışıl parlıyordu! Rengârenkti, sanki elimi uzatsam dokunabilecekmişim gibi yakınımdaydı. Güneş ışınları, yapraklardaki su damlalarını pırlanta gibi parlatıyordu. Sanki bir rüya gibiydi. Böyle bir anı asla ama asla unutmayacağım.

  Sonra ormanda biraz daha yürüdük, böğürtlen topladık. Kardeşimin parmakları ve ağzı pespembe olmuştu, çok komikti! Kamp alanına dönüp tüm eşyaları topladık, arabamıza yerleştirdik ve eve dönüş yoluna çıktık.

Bu benim için gerçekten muhteşem bir deneyimdi.

(Visited 9 times, 1 visits today)