Hepimiz biliyoruz ki gerçek hayat ile sosyal medya hayatı birbirine karıştırılmamalıdır. Bunun için de kendimize bir denge kurmalıyız. Aksi takdirde, bağımlılık sorunuyla karşı karşıya kalabiliriz.
Bu konuda başlıca çözüm, sosyal medyayı bilinçli kullanmak ve kendimize bir kullanım limiti belirlemektir ancak bu limiti, kendi isteğimize göre değil; sabit, kararlı bir şekilde belirlemeliyiz çünkü bu konudaki yanlış anlayışlar, bireyleri fark etmeden bağımlılığa sürükleyebilir.
Aslında mesele, kendimiz için neyin iyi, neyin kötü olduğunu ayırt edebilmektir. Peki, sadece bu mu yeterli? Hayır, elbette değil. Bağımlılıktan korunmak için daha birçok yöntem vardır.
Bununla birlikte, bağımlılığa sebep olabilecek pek çok etken de mevcuttur. Örneğin; aile ortamı, arkadaş çevresi gibi sosyal faktörler bu süreci etkileyebilir. Bu sebeplerden dolayı, günümüzde sosyal medya bağımlılığı her geçen gün artmaktadır.
Bir diğer önemli neden ise bilinçsizliktir. Eğer zararlı olanı bilir ve tanırsak, kendimiz için en faydalı olanı da daha kolay seçebiliriz.
Sonuç olarak; bilinçli olmalı, limitlerimizi bilmeli ve zihnimizde kendimize bir fayda-zarar tablosu oluşturmalıyız. Bu sayede, kendimizi her zaman yararlı tarafta tutabiliriz.