Ben büyüdüğümde bir mimar olmak istiyorum. Mimarlık mesleğini büyük şehirlerde yapabilirim çünkü metropollerde iş imkanı daha fazladır ve bu yüzden iş bulmak daha kolaydır. Büyük […]
Devamını okuEtiket: hastane
DÖNGÜ
Arkadaşlarımla okulun kantininde oturuyorduk. Hepimiz derslerimiz hakkında konuşup eğleniyorduk. Daha sonra müdür, arkadaşlarımdan ikisini çağırmıştı. Hepimiz şaşırmıştık çünkü onlar kötü herhangi bir şey yapmazdı. “Belki […]
Devamını okuBir Nefeslik Umut
Bir hemşireye koştuk, Ayaz ismini söyledi: “Oğuz… Oğuz Şen… Trafik kazası…” Görevliler önce duraksadı. Sonra bir tanesi başını eğdi. İşte o anda, o saniyede, ben […]
Devamını okuSon Saniyede
Gökyüzü, gri bir örtü gibi şehrin üzerine çökmüştü. Yağmur damlaları camlara ritmik bir şekilde çarpıyor, uzaklardan siren sesleri yankılanıyordu. Elimde titreyen telefonla hastane koridorunda koşuyordum. […]
Devamını okuBir Anın Hikayesi
Günün yorgunluğuyla karışık bir huzursuzluk vardı içimde. Her şey normal başlamıştı oysa… Sabah kahvemi içerken hiçbir şeyin ters gideceğine dair bir işaret yoktu. Ta ki […]
Devamını okuMUCİZE
Saniyelerle yarışıyordum. Ameliyatına girdiğim hastam çok fazla kan kaybediyordu ve ne yaptıysam kanamayı durduramıyordum. “Bir mucize olsa…” diye düşündüğüm anda, ameliyathanenin ışıkları söndü. Her yer […]
Devamını okuYAPAY ORGANLAR
Yapay organların gerçekten çok fazla olumsuz tarafı bulunuyor ve bunlar üzerinde yapılacak iyileştirmeler oldukça önemli. İlk olarak yapay organların gerçek organ gibi çalışabilmesi için çok […]
Devamını okuNe Mesajı?
Her akşam olduğu gibi ödevlerimi yapıp telefonda gezinecekken bir mesaj geldi. Merakla bakıp açtım mesajda “Yarın güzel bir haber alacaksın.” yazıyordu ve bu mesaj bilinmeyen […]
Devamını okuRenk Paradoksu
Bilgi teorisi, felsefenin temelidir. “Neyi biliyoruz ve bildiklerimizin doğru olduğunu nereden biliyoruz ?” kendimize yöneltebileceğimiz en zor sorudur zira bir bilgiyi bilgiyle kanıtlamak mümkünken bir […]
Devamını okuKaybolan Bilezikten Kaybolan Anılara
Bir kış günüydü, dışarıda lapa lapa kar yağıyordu. Şükriye Hanım camdan bakıyordu ve çayını yudumluyordu. 25 yıllık evliydi iki çocuğu vardı. İsimleri Pelin ve Hasan’dı. […]
Devamını oku