Yeni Tatlar, Büyük Dersler

Bir gün bir çocuk varmış. Bu çocuk 11 yaşındaymış. Yeni şeyler denemeyi severmiş. Bir de dedesi varmış. Bu dede 99 yaşındaymış ve bilge, dürüst biri olarak bilinirmiş.

Çocuk bir gün okuldaymış. Okulda yemekte döner çıkmış. Tabii, bu çocuk bunu da denemiş. Tadı çok güzelmiş. İkinci tabağını alıp yine yemiş. Bu yüzden yeni şeyler denemeyi daha da sevmiş.

Bir gün köyde geçmiş, iki gün köyde geçmiş. Sonunda dolapta bir şeyler görmüş. Bunların arasında şunlar varmış: yoğurt, kola, cips ve üzüm…

Bu çocuk merakına yenik düşüp yiyecek ve içecekleri yemeye başlamış. Zavallı kola, onun boğazını yakmış. Yoğurdu zaten bildiği için denememiş. Sıra cipse gelmiş. Cips çok acıymış, maalesef boğazı yanmış.

Bir şişe görmüş. Bu şişe çok güzel görünüyormuş. Yani, çocuk denemek istemiş ve bardağa doldurmuş. Tabii, üstündeki uyarılara bakmamış. Uyarılar şöyleymiş: 18+.

Çocuk bu gizemli içeceği içerken dedesi “Duuuuuuuuuuuuur!” demiş. Ama çok geçmiş. Çocuk maalesef bilincini yitirmiş. Eve birileri gelmiş ve bir şekilde çocuğun bilincini yerine getirmiş.

Çocuk artık bir şeyler yerken veya içerken çok dikkat etmiş ve hep bunu hatırlamış. Şöyle düşünmüş:

“Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer.”

 

(Visited 9.223.372.036.854.775.808 times, 1 visits today)