Okulumuzun ara tatilinde, çok iyi anlaştığımız aile dostlarımızla birlikte önce Bulgaristan’ın Pamporovo şehrine, ardından da Yunanistan’a gittik. Çok eğlenceli bir tatildi ve harika anılar biriktirdik.
Yolculuğumuzun ilk durağı Edirne’ydi. Ankara’dan Bulgaristan’a olan yolculuğumuz oldukça uzun sürdüğü için, Edirne’de bir gece konakladık ve şehrin camilerini gezdik. Fotoğraf çekmeyi çok sevdiğimden, bol bol fotoğraf çektim. Sabah uyanır uyanmaz yola çıktık ve Kapıkule Sınır Kapısı’ndan Bulgaristan’a geçtik. Oradan da Pamporovo’ya devam ettik. Pamporovo, Bulgaristan’ın en ünlü kayak merkezlerinden biridir. Türkiye’deki kayak merkezlerine göre pistler çok daha uzundu. Zirveye çıktığınızda, aşağıya inmeniz yaklaşık 45 dakikayı buluyor. Geceleri de çok eğlenceliydi. Herkes kızak kayıyordu ve isteyenler husky köpeklerin çektiği kızaklara binebiliyordu. Ancak husky’ler çok yorgun göründükleri için biz binmeyi tercih etmedik. Pamporovo’dan Yunanistan’a gitmek üzere yola çıktığımızda, ilk olarak dedemin doğduğu Kirkova Köyü’ne uğradık. Dedemin doğduğu yeri görmek benim için çok özel bir duyguydu.
Yaklaşık dört saatlik bir yolculuk ve bir sınır kapısından daha geçtikten sonra artık Yunanistan’daydık. Atatürk’ün doğduğu topraklar… Hep görmek istediğim yerlerden biriydi. Tabii ki ilk gezdiğimiz yer Atatürk Evi Müzesi oldu. Hepimiz çok duygulandık. Yunanistan’daki kiliseleri, müzeleri, eski ve yeni sokakları, ünlü tavernaları gezdik. Ancak benim için en güzeli ve asla unutmayacağım an, Atatürk’ün doğduğu evi görmekti.
