Ali, 8. sınıf öğrencisiydi. Bir gün tarih öğretmeni ona 19 Mayıs’la ilgili bir sunum hazırlama görevi verdi. Ne anlatacağını tam olarak bilmiyordu ama bu tarihi pek çok kez duymuştu: 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı.
Hazırlık sürecinde araştırma yapmaya başladı. Okudukça öğrendikleri karşısında hayran kaldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nı başlattığını ve bu tarihin bir milletin bağımsızlık yolundaki ilk adımı olduğunu öğrendi. En çok da Atatürk’ün bu anlamlı günü gençlere armağan etmesinin sebebi etkiledi onu çünkü Atatürk, geleceğin gençlerin ellerinde yükseleceğine inanıyordu.
Sunum günü geldiğinde Ali biraz heyecanlıydı ama kendinden emindi. Tahtaya çıktı, derin bir nefes aldı ve konuşmasına başladı. 19 Mayıs’ın sadece bir tatil değil, aynı zamanda bir milletin yeniden doğuşu olduğunu anlattı. Sözlerini tamamladığında sınıfta derin bir sessizlik oldu, ardından coşkulu alkışlar yükseldi. Ali’nin yüzü gururla aydınlandı.
Artık 19 Mayıs, onun için yalnızca bir tarih değil; geçmişin mirasını geleceğe taşımanın sorumluluğuydu.
