Ah! Bugün kendimi biraz kötü ve enerjisiz hissediyorum. Bana gülmemi sağlayacak ne olabilir ki? Tabii ya! Şaka yapabilirim. Ayrıca insanları da güldürmüş olurum ama bir anda şaka yapmam insanlarda soru işareti uyandırmaz mı? Sonuçta yoldan geçen biri ya da bir arkadaşınız size şaka yapsa ne dersiniz? “Pardon beyefendi, içimden eşek şakası yapmak geldi.” falan mı diyecektim?
Takvime baktım, ardından nedensiz bir enerjiyle doldum. 1 Nisan! 1 Nisan! 1 Nisan! diye evin içinde bağırarak dolaşıyordum; kendimi opera sanatçısı gibi hissediyordum. Biraz motivasyon aldıktan sonra ilk “kurbanım” olan arkadaşımı evime davet ettim. Biraz eğlenecektim. Şakada, arkadaşım tuvalete girdiğinde klozete yerleştirdiğim maskeyi görüp bayağı korkacağından emindim. Planım hazırdı ve ben de hazırdım.
Arkadaşım geldi ve tuvalete girdi. Ardından bir çığlık sesi! Kapıyı açıp “1 Nisan!” diye bağırdım.
— 1 Nisan da ne?
— Şaka günüm dedim.
Alaycı bir gülümsemeyle
— Senin şaka günün mü var? dedi.
Bir an kendimi sorguladım ama sonra
— Şaka günümden vazgeçmem, senden vazgeçerim! deyip arkadaşımı evimden kovdum.
Sokağa indim ve bir çocuğa da şaka yapıp kaçtım. Bayağı keyifliydi. İki yıl sonra ailem ve çevremdeki insanlar da 1 Nisan’da birbirlerine ve sokaktaki insanlara şaka yapmaya başladılar. Her yıl bunu kutlar olmuştuk ve kutlayan insanların sayısı giderek artıyordu.
Artık hem Fransa’da hem de dünyada bu günü biliyor ve bu geleneği uyguluyordu insanlar. Kim bilir, sen hangi yıldasınve 1 Nisan’da şaka yapıyor, benim hikâyemi bilmeden gülüyorsun…
