Bugün bir restorana gidecektim. Hazırlanıp arabayla restorana gidip hemen eve dönecektim ama o gün farklıydı. Restoran sıradandı ama o gün gerçekten farklıydı. Çünkü en sevdiğim sporcu LeBron James oradaydı. Birini yemeğe davet edecekti. O kişi olmak istiyordum.
Kura çekimlerine katıldım. Bu kura çekiminde en son kalan kişi kazanacaktı. Herkes birer birer eleniyordu ama benim adım bir türlü çıkmıyordu. Çok şanslı hissediyordum. En son ben ve bir adam kalmıştık. Adamın adı Luisē idi. Brezilya’dan gelmişti. Onunla biraz konuştuk, basketbol oynamayı seviyormuş. Ben de öyleydim.
Sonra adı açıklanan kişi Luisē oldu. Çok üzülmüştüm. Daha sonra, diğerlerine “Bir kişiyi davet edebilir miyim?” diye sordum. Kabul ettiler ve ben de Luisē’yi yanıma aldım.
Masaya geçtik, inanamıyordum; LeBron karşımda oturuyordu. İlk soru ondan geldi: – Aferin size!
Biz ise: – Teşekkürler, LeBron. Peki neden Lakers’ta oynuyorsun?
LeBron: – Çünkü burada maaşım iyi ve burada oynamayı seviyorum, dedi.
Biz “Tamam” dedik ama kura çekimi o kadar uzun sürmüştü ki LeBron’un gitmesi gerekiyordu. Hep bir ağızdan “Görüşürüz!” dedik.
O günü hiç unutmayacağım.
