Esra sabah çok heyecanlı uyandı çünkü bugün tatilin ilk günüydü ve tekne turuna gidecekti. Hemen hazırlanıp Esila’nın evine gitti çünkü kendi ailesinin işi vardı ve onlarla gidecekti. Kapıyı Esila açtı ve Esra’yı içeri aldı. Kendisi ve ailesi henüz hazır değildi. Sonra hep beraber iskeleye yürüdüler ve tekneyi beklemeye başladılar.
Tekne sahibi onları son anda arayıp denizin çok dalgalı olduğunu ve küçük bir tekne için uygun olmadığını söyledi ama deniz dalgalı görünmüyordu ve tekne sahibinin kaytarmaya çalıştığını düşündüler. Bu yüzden tekne kiralayıp tekne sahibinin dediklerini önemsemeden denizin derinliklerine doğru yola çıktılar.
Esila’nın babası eskiden bir gemi kaptanıydı. Bu yüzden biraz ilerledikten sonra tekneyi sürmeye alıştı. Teknede birkaç saat gittikten sonra dalgalar büyümeye ve tekne sallanmaya başladı. Geri dönmeye karar verip dönüşe geçtiler. Tam dönerken geminin yan tarafına sert bir dalga vurdu ve gemi su almaya başladı. Geminin su almasıyla batması bir oldu. Herkes denizin farklı bir yönüne doğru savruluyordu.
Esra bilincini kaybetmişti ancak kuma çarptığında uyanmıştı. Gözlerini açtığında gördüklerine inanamadı. Karşısında bir köpekbalığı duruyordu. İlk başta korksa da sonradan kötü bir niyeti olmadığını anladı. En sonunda köpekbalığı Esra’yı kıyıya götürdü. Ama Esila’dan hâlâ haber yoktu. Neyse ki bir sonraki gün bulundu.