Ben Ankara

Ben Ankara… Şehir olan Ankara. Ata’mızın başkent yaptığı bu topraklarda onu sonsuza kadar misafir etmekten onur duyuyorum. Açtığı meclise ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyorum. Her yıl binlerce turist beni görmeye geliyor, bu da beni mutlu ediyor. Bir ülkenin başkenti olmak güzel bir his, ama elbette zorlukları da var.

Örneğin kalabalık… Türkiye’nin en kalabalık ikinci şehri olmak hem yorucu hem de tüketici. Her gün ses, trafik, gürültü, hava kirliliği ve insan kalabalığıyla mücadele ediyorum. Arabaların egzozları hem canlıları hem de beni hasta ediyor.

Dünyanın sınırlı kaynaklarını sınırsızmış gibi kullanıyorsunuz. Mesela su… Barajlarımın doluluk oranı yalnızca %2. Bu kadar az suyla en fazla 20 gün dayanabiliriz. Temiz su kaynaklarımız da yavaş yavaş yok oluyor. Küresel ısınma yüzünden yağmur yağmıyor, barajlar dolmuyor. Bu yüzden suyumuz bu kadar azaldı ve böyle giderse kuraklık kaçınılmaz olacak.

Küresel ısınmanın bir başka kötü yanı ise mevsimlerin kayması. Eskiden Ankara’da kış ekimde, en geç kasımda başlardı. Son yıllarda ise ancak aralıkta kendini gösteriyor ve neredeyse ilkbaharın sonuna kadar bitmiyor. Bu gidişle Dünya yaşanılmaz bir yer haline gelebilir.

Arkadaşım İstanbul da dertli… Türkiye’nin en kalabalık şehri olarak denizlerine atılan çöplerden, hava kirliliğinden bıkmış durumda. Biz şehirler, elimizden geldiğince size yuva olmaya çalışıyoruz ama bazılarınız bizim size sunduğumuz bu iyiliği hiçe sayıyor.

Lütfen… Bizim size sahip çıktığımız gibi siz de bize sahip çıkın. Özen gösterin. Hep birlikte sağlıklı, temiz ve mutlu bir ortamda yaşayalım.

(Visited 2 times, 1 visits today)