Gözlerimi açtığımda inanamadım. Karşımda ışıklı ve oldukça gösterişli bir oda vardı. Orada şık bir takım elbiseli adam duruyordu. Bana dedi ki:
“Bu odada sana üç farklı seviye hazırladım. Her seviyeyi geçmek için dikkatli olmalı ve problem çözme yeteneklerini kullanmalısın.”
Başta biraz korktum ama aynı zamanda heyecanlandım. Adam beni nazikçe bir kapıya doğru yönlendirdi ve ilk seviyeyi başlatmamı söyledi. Kapıdan geçer geçmez karşıma büyük, yeşil ve neşeli bir kuş çıktı. Kuş bana sürpriz yumurtalar gösterdi. Panik yapmak yerine hızlı düşündüm ve odadaki araçlarla yumurtaları güvenli bir şekilde topladım. Böylece ilk seviyeyi başarıyla tamamladım.
İkinci seviyede karşıma dev bir ejderha çıktı. Ama bu ejderha korkutucu değildi, bana bilgelik ve problem çözme yeteneklerimi kullanmamı sağlayacak bulmacalar sunuyordu. Sakin kalarak ve dikkatlice düşünerek bulmacaları çözdüm ve ikinci seviyeyi tamamladım.
Üçüncü seviyede ise önümde bir labirent vardı. Labirentte dikkat, sabır ve mantıklı düşünme gerektiren çeşitli engeller vardı. Yolumu planladım, engelleri aştım ve labirentin sonuna ulaştım.
Bu macera bana önemli bir ders verdi: Zor durumlarda sakin kalmak, dikkatli düşünmek ve yaratıcı çözümler bulmak her zaman işe yarar. Panik yapmak yerine mantıklı davranmak, her türlü zorluğun üstesinden gelmemizi sağlar.