GÖKYÜZÜ

  Bir gün sabah uyandım, güzelce esnedim ve mutfağa gittim. Bir bardak aldım, kahve makinesine uzandım ve kahvemin hazırlanmasını bekledim. Kahvem hazırlandığında bardağı alıp salona geçtim ve koltuğa oturdum.

  Her şey, o tuhaf ışığın penceremden içeri dolduğu anda başladı. Beni bir şeyin çağırdığını hissettim. Pencereden baktığımda bulutların ve gökyüzünün mor olduğunu gördüm. Hemen Akira ve Haruka’yı aradım. Evden çıktığımda ikisi de gelmişti. Uçan arabama bindik ve gökyüzüne doğru ilerledik.

  Bulutların üstüne çıktığımızda gözlerime inanamadım. Gökyüzü bir şaheser gibiydi, mükemmel renk karışımları vardı. İlerlemeye devam ettik ve en sonunda uzaya çıktık. Morlaşmanın nedeninin, Dünya’nın üzerine bir nebula çöktüğünü fark ettik.

  Sonra ileride, dev kanatları olan parlak bir varlık gördük. Yine bir şeyin beni çağırdığını hissettim ama bu kez anladım ki beni çağıran, o varlığın aurasıydı. Bu sefer pes etmedim; tüm gücümle gaza bastım ve duramayarak varlığa çarptım. Her şey düzelmişti, ama ben hâlâ çok meraklıydım: Kimdi o?

(Visited 3 times, 1 visits today)