Etrafınıza bakın, her yerde teknoloji var. Ben bu yazıyı yazarken bile klavyemi kullanıyorum. Biraz düşünün, teknoloji sadece ekranlı cihazlar demek değil. Kullandığımız fırın veya tost makineleri de teknolojiye örnektir. İşte, 2026’nın Mart ayında bütün teknolojik aletler yasaklanıyor. Bu durumda en önemli şey yemek olacak, bu yüzden yemek yeme yöntemlerine bir çözüm bulmamız gerekecek.
Bunu düşününce aklıma meyve geldi. Ama bu, buzdolabında sakladığımız sıradan meyveler değil. Marketten aldığınız meyveleri hemen yemek gerekecek. O yüzden markete gitmeden önce “Ne yapacağım?” diye düşünmek önemli. Bir diğer seçenek ise konserve kutularındaki yemekler. Konserve yemekler genellikle kuru fasulye gibi hazır olur. Fakat dengeli beslenmek için tarım arazilerinden elde edilen sebzeler daha sağlıklı olacaktır; protein kaynağı olarak ise böcekler en iyi seçenek olabilir. Öğrendiğim bir kaynağa göre bir sineğin protein miktarı, 1,5 kırmızı ette bulunan proteinle eşitmiş. Ancak bahçenizde rastgele bulduğunuz böcekleri yememelisiniz. Yalnızca bilim adamları ve özel şefler tarafından onaylanmış böcekleri tüketmek güvenli olacaktır.
Şimdi de iletişim konusuna gelelim. İletişim için posta kullanılabilir dediğinizi duyar gibiyim. Ama eğer arkadaşınız İstanbul’da ise postacının, Ankara’dan İstanbul’a yürüyerek gitmesi gerekecek. Bir düşünün, araba ile bile Ankara’dan İstanbul’a gitmek 6 saat sürerken yürümek ne kadar zaman alır?
İşte bu yazının vermek istediği mesaj şu: Teknoloji her yerde ama biz farkında bile değiliz.