Merhaba! Bugün ormanda tam 24 saat kalmaya çalışacağım. Sabahın erken saatleri olduğu için öncelikle su bulup elimi yüzümü yıkamam gerekiyor. Ah, işte bir dere buldum! Umarım suyu temizdir, yoksa hastalıklara yol açabilir. Dişimi fırçalayamayacağım için ağzımı iyice çalkalamam lazım.
Kahvaltımı yaptıktan sonra bulmak istediğim şeyi aramaya çıkacağım. Yanımda getirdiğim birkaç dilim sucuk ve yumurta ile güzel bir kahvaltı hazırlıyorum. Önce bulduğum ince dallara sucukları geçirip yaktığım ateşte pişiriyorum. Daha sonra yanımda getirdiğim tavada yumurtamı pişiriyorum. Karnım doyduğuna göre artık arama zamanı.
Size ne aradığımı söylemeyi unuttum: Yedi renkli çiçek! Gerçekten o kadar merak ediyorum ki sabırsızlıktan yerimde duramıyorum. Hadi, onu bulmak için yola koyulalım!
Ormanda ilerlerken önüme bir şelale çıktı. Onu geçmem gerekiyordu çünkü çiçeği şelalenin diğer tarafında bulabileceğimi hissettim. Neyse ki yanımda su geçirmez bir battaniye vardı. Ayakkabılarımı çıkarıp kayaların üzerinden dikkatlice atlamaya başladım. Ayağıma sürekli taşlar batıyordu ama buna değdi! Çünkü o muhteşem çiçeği sonunda bulmuştum!
Gerçekten inanılmaz güzeldi. Mavi, kırmızı, sarı, turuncu, yeşil, mor ve pembe renkleri içinde barındırıyordu. İki tane alıp hemen oradan uzaklaştım. Çadırıma döndüğümde yanımda getirdiğim konserveleri yedim ve uykuya daldım.
İşte benim ormandaki bir günüm böyle geçti!