Bir gün gökyüzünden mavi yerine yeşil yağmaya başladı ve her şey değişti. Sonra bir baktım ki güneş mordu. Bu sadece bizim köyde mi böyleydi yoksa tüm dünyada mı böyleydi? Ağaçlar birden pembe olmuştu. Sanki sihirli bir değnek doğanın tüm rengini değiştirmişti.
Bu konuyu hemen Ali Dede’ye danışmam gerektiğini düşündüm. Ali Dede’nin evinin yolunu tuttum ve onun kapısını çaldım. O da neden buraya geldiğimi sordu ve dışarı çıktı sonra “Bu da ne?” diye sordu bana. Ben de sana bunu sormak için geldim dedim. Gökyüzünde bir tuhaflık var, ağaçlar pembe,sular yeşil. İyi mi kötü mü anlayamadım,sen bilgesindir sana sorayım diye geldim.
Ali Dede, sakin ol küçük kız, gel beraber gezelim, neler olmuş bakalım dedi. Beraber gezmeye başladılar, ilk gördükleri balıklardı. Balıklar uçuyor, bir yandan solungaçlarını çırpıp kuyruklarını sallıyorlardı. Kediler yüzüyor, kuşlar yürüyor, zürafalar filleri yemeye çalışıyordu. İnsanların bazıları istediği zaman kollarını çırpıp uçabiliyor, bazıları da sesten hızlı koşabiliyorlardı. Ağaçlarda meyveler yerine pirzolalar, butlar, köfteler vardı. Gezdiler, tozdular, bu değişik dünyadaki değişik canlıları anlamaya ve tanımaya çalıştılar.
Hepsinden komik olan canlılar ineklerdi. İnekler artık maymunlar gibi ağaçtan ağaca zıplıyolardı. Kocaman gövdeleriyle uçan inekler gerçekten muhteşem bir görüntüydü.
Uzun süre gezdikten ve olaylara anlamaya çalıştıktan sonra iki gezgin yoruldu, bir pirzola ağacının altına oturdular, bir yandan pirzola yiyip bir yandan koyunlardan sağdıkları portakal sularını içtiler. Sonra, bu anlayamadıkları dünyada birazcık kestirmeye karar verdiler.
Küçük kız, gözünü açtığında, şehirdeki her şey eskisi gibiydi. Çok canlı gözüken bir rüya görmüşe benziyordu. Annesinin yanına gitti, rüyasını anlattı. Annesi biraz güldü, sonra gel kahvaltı hazırlayalım dedi. Güzelce kahvaltılarını yaptılar ve arabaya binip okula doğru yola koyuldular. Herşey eskisi gibiydi, küçük kız okula girdi ve derslerine başladı. Bu sırada uzakta bir inek, nasıl geldiğini anlamadığı bir ağacın tepesinde möö sesi çıkartıyordu.
