Sabah kalktığımda odamda değildim. Dışarıya baktığımda her taraf denizdi. Kendimi deniz fenerinde gibi hissettim, belki de deniz fenerindeydim. Buraya nasıl geldiğimi anlamam gerekiyordu. Etrafı hemen aramaya başladım, bir not çıkarsa diye. Karşımda bir dolap vardı ve üstünde sarı, dikkat çeken bir vazo bulunuyordu. Vazoyu çektiğimde dolap kenar kaydı ve dolabın arkasından bir geçit açıldı. Ben de geçidin içine girince bir anda kaymaya başladım. Şimdi ise kapalı bir garajın içindeyim.
Garajda, bizim arabamıza benzer bir araba gördüm ve içini açtım. Ne göreyim! Kocaman bir köpek! Köpek beni kovalamaya başladı, ben de kaçarak pembe arabanın içine atladım. Bir anda eskiden kapatılmış bir otelin içine geldim. Acaba burada ne olmuştu da bu güzel otel kapanmıştı? Etrafta bazı notlar buldum ve buranın eskiden çıkan bir yangından dolayı kapandığını öğrendim. Acaba neden ben buradaydım?
Otelin dışına çıktım ve bir ses duydum “Annecim, uyan bakalım, yoksa okula geç kalacaksın!” Yaşadıklarımın hepsinin rüya olduğunu anladım. Anneme anlatınca, annem de “Bu rüyayı günlüğüne yazabilirsin.” dedi. Ve böylece günlüğüme bir rüya daha eklenmiş oldu.