“Hoş geldin, bir maceraya hazır mısın?” diyerek gülümsemeye başladı.
Şehirdeki kötü adamlara karşı birlikte antrenman yapmaya karar verdik. Önce dövüş alanına geçerek Robin’in liderliğinde tekniklerimizi geliştirdik. Onun rehberliğinde öğrendiğim her hareket, beni güçlü hissetmeme sebep oldu. Özellikle Robin’in hızla geçiş yaptığı dövüş taktikleri beni etkiledi.
Ardından Raven ile birlikte onun büyülü dünyasına daldık. Raven, karanlık gücünü kullanma konusunda bana birkaç ipucu verdi. Onunla birlikte büyülerle dolu bir deney yaparken karanlığın nasıl kontrol edileceğini öğrendim. Gizemli kitaplar arasında kaybolmuşken Raven’ın bana “Büyü, sadece güç değil; aynı zamanda sorumluluktur.” demesi aklımda yer etti.Daha sonra Cyborg’un laboratuvarına geçtik. Orada, onunla birlikte birkaç teknolojik alet tasarlarken çok eğlenceli zaman geçirdik. Cyborg, bana robotsal tasarımın inceliklerini göstererek yaratıcılığımızı kullanmanın önemini anlattı. Birbirinden ilginç makineler yaparken iş birliği yapmanın ve hayal gücünün sınırlarını zorlamanın tadını çıkardık.
Tam o sırada Cyborg’un geliştirdiği bir uzaktan kumanda ile aniden laboratuvarı karıştırdık. Eğlenceli bir kaos yaşandı ancak sonunda hep birlikte gülmeyi başardık.Akşam yaklaşırken Starfire ile birlikte mutfağa yöneldik. Orada pizzalarımızı hazırlayarak biraz eğlence için şarkılar söylemeye başladık. Starfire’ın enerjisi ve coşkusu her zaman bana ilham verirdi. Pizzalarımızı yedikten sonra dostluğun önemini bir kez daha anladım. Birlikte geçirilen her an, hayatı daha değerli kılıyordu.
Günün sonunda, üssün balkonuna çıkıp şehrin ışıklarına baktık. Birbirimize gülümseyerek bu muhteşem maceranın tadını çıkardık. Teen Titans ile geçirdiğim bu hayallerle dolu gün, kalbimde daima özel bir yer edinecekti. Arkadaşlık, cesaret ve macera dolu bu gün, hayatımın en güzel anlarından biri olarak anılarımda yer alacak. Her biriyle yaşadığım anılar, bizim bağımızı daha da güçlendiren harika bir hazine niteliğindeydi.
