Tarihin İlk Şakasını Yapan Kahraman: Taş Devri’nin Kurnaz Avcısı

Tarihin İlk Şakasını Yapan Kahraman: Taş Devri’nin Kurnaz Avcısı

Güneş, ufukta yükselirken taş devri insanları yeni bir güne uyanıyordu. Mağaralarından çıkan kabile üyeleri, günlük işlerine başlamak üzere dağıldılar. Kadınlar yabani otları topluyor, erkekler ise ava hazırlanıyordu. O dönemde hayat oldukça ciddi ve tehlikelerle doluydu. Bir anlık dikkatsizlik, aç kalma ya da vahşi bir hayvanın saldırısına uğrama riski demekti. Kimsenin aklının ucundan bile şaka diye bir şey geçmiyordu. Ta ki Torak adındaki genç avcı, tarihin seyrini değiştirene kadar…Torak, kabilesinin en genç avcılarından biriydi. Diğerlerinden farklı olarak sürekli etrafı gözlemler, kuşların ötüşlerini taklit eder, garip sesler çıkarırdı. Kabile şefi Grogg, onun bu davranışlarını zaman kaybı olarak görse de Torak için bu bir tutkuydu. Özellikle de aslan kükremesini taklit etmede oldukça başarılıydı.Bir gün ormanda avlanırken, uzaktan bir aslan sürüsünün avlarını paylaşırken çıkardıkları sesleri duydu. Saatlerce onları izledi ve kükremelerin tonlarını, ritimlerini öğrendi. O akşam mağaraya dönerken aklına müthiş bir fikir geldi: “Ya bu sesi kullanarak kabilemi şaşırtabilirsem?”

Ertesi sabah, kabile av için hazırlanırken Torak gizlice ormana doğru süzüldü. Diğer avcıların geçeceği dar patikanın yakınındaki kayalıkların arkasına saklandı. Derin bir nefes aldı ve en korkunç aslan kükremesini taklit etti:”
Ses o kadar gerçekçiydi ki, kabile anında paniğe kapıldı. Kadınlar çocuklarını kucaklayıp mağaraya koşuştu. Yaşlılar ellerindeki sopalarla savunma pozisyonu aldı. Avcılar ise mızraklarını savunma pozisyonunda tutarak sesin geldiği yöne doğru ilerledi.Tam bu sırada Torak, kayaların arkasından kahkahalarla gülerek çıktı. “Sizi kandırdım! Hiç aslan yok!” diye bağırdı neşeyle. Ancak beklediği tepkiyi alamadı. Kabile şefi Grogg, öfkeden kıpkırmızı kesilmişti.Bu ne saygısızlık!” diye gürledi Grogg. “Ciddi bir av sırasında böyle bir şey yapmak akıl alır şey değil! Eğlence mi arıyorsun? Yarın tek başına mamut avlamaya gideceksin!”Torak’ın yüzündeki gülümseme kayboldu. Diğer kabile üyeleri ise birbirlerine şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Hiçbiri böyle bir şeyle daha önce karşılaşmamıştı. O gece kimse Torak’la konuşmadı.Ancak ertesi gün ilginç bir şey oldu. Av sırasında genç bir kabile üyesi, arkadaşının arkasından sessizce yaklaşıp aniden “Buu!” diye bağırdı. Herkes gülmeye başladı. Birkaç gün içinde kabile içinde küçük şakalar yayılmaya başladı. Birisi başkasının yemeğine çakıl taşı koyuyor, diğeri uyuyan birinin yüzüne kuş tüyü sürüyordu.Grogg başta bu duruma karşı çıksa da, kabilesinin morallerinin hiç olmadığı kadar yüksek olduğunu fark etti. Artık avdan dönerken şarkılar söylüyor, ateş başında hikayeler anlatıyorlardı. Torak’ın yaptığı şey, kabileye sadece bir şaka değil, yeni bir iletişim yolu hediye etmişti.

Zamanla bu gelenek diğer kabilelere de yayıldı. Torak artık “Şakacı Torak” olarak anılıyordu. Öldüğünde, kabilesi onun anısına her yıl aynı gün birbirlerine şakalar yapmaya başladı. Bu gelenek nesiller boyunca sürdü ve binlerce yıl sonra Fransa’da 1 Nisan Şaka Günü olarak resmiyet kazandı.Bugün dünyanın dört bir yanında insanlar birbirlerine şakalar yaparken, aslında Taş Devri’nde yaşamış olan Torak’ın mirasını yaşatıyorlar. Belki de en basit “Ayakkabın bağcığı açık” şakasını yaparken bile, insanlık tarihinin ilk şakacısına bir selam gönderiyoruz.

(Visited 23 times, 1 visits today)