Bence yaşanılabilir bir dünya, temiz hava, berrak sular, yemyeşil ormanlar ve mutlu insanların olduğu bir yerdir. Herkesin karnının doyduğu, sokakta kimsenin evsiz kalmadığı, çocukların güvenle oynayabildiği bir dünya hayal ediyorum. Böyle bir dünyada yaşamak gerçekten çok güzel olurdu. Ancak şu anda dünya ne yazık ki bu şekilde değil. Hava kirliliği arttı, denizler plastikle doldu, ormanlar yok oluyor. Hayvanlar yaşam alanlarını kaybediyor ve bazı türler tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. İnsanlar doğayı yeterince önemsemiyor; ağaçlar kesiliyor, yerine yüksek binalar yapılıyor. Oysa ağaçlar olmadan biz nasıl yaşayabiliriz? Ağaçlar oksijen üretir ve doğayı dengede tutar.
Ayrıca, birçok insan çöplerini yere atıyor, geri dönüşüm yapmıyor. Oysa ki aslında herkesin evinde geri dönüşüm kutuları olsa ve her yere geri dönüşüm kutuları konulsa, çevre kirliliği ile ilgili büyük bir problemimiz olmayabilirdi. Su israfı da çok fazla. Halbuki temiz su sınırsız değil ve bu, geleceğimizi tehdit eden bir durum. Elektriği de boşa harcıyoruz. Tüm bunlar, hem doğaya hem de geleceğimize zarar veriyor.
Biz çocuklar olarak bazı şeyleri değiştirebiliriz. Örneğin, dışarıda yere çöp atmamalı, çöplerimizi ayrıştırarak atmalıyız. Evde musluğu açık bırakmamalı, ışıkları gereksiz yere yakmamalıyız. Arkadaşlarımıza da örnek olabiliriz. Küçük adımlar, büyük farklar yaratabilir. Daha güzel, daha yaşanılabilir bir dünya için hepimizin sorumluluğu var.
Eğer doğayı korursak hayvanlara ve insanlara zarar vermezsek, dünya hepimiz için daha iyi bir yer olur. Unutmayalım, başka bir gezegenimiz yok. Dünya bize emanet, biz de onu en iyi şekilde korumalıyız. Atalarımızdan kalan mirası, gelecekte bizlere atalarımız diyecek genç nesillere emanet edeceğimiz, yaşanılabilir ve elverişli bir dünya bırakmak bizim elimizde. Atalarımızdan devraldığımız bu mirası, hep birlikte gelecek nesillere aktaracağız ve onlar da gelecek nesillere aktaracak. Çünkü doğa, bekçilikle değil sevgiyle korunur.
