Acımasız Savaş

Benim adım Kayra. 18 yaşındaydım, köyümden ayrılıp Çanakkale’ye savaşa geldiğimde. O zamanlar korkmamaya çalışıyordum ama içimde hep bir endişe vardı. Karşımızdaki düşman çok güçlüydü: gemileri, topları, binlerce askeriyle bizi bekliyorlardı.

İlk günler siperlere alışmak zordu. Top sesleri hiç susmuyordu, yer yerinden oynuyordu. Her yer çamur içindeydi. Üzerimizde incecik kıyafetler, ellerimizde silahlar vardı ama bizi asıl ayakta tutan, kalbimizdeki inançtı.
“Bu vatan bizimdir!” diyerek savaşıyorduk.

Bir sabah, komutanlarımızdan biri gelip bize Mustafa Kemal adında genç bir subaydan bahsetti. Sonra onu gördüm. Gözlerinde en ufak bir korku yoktu.
Bize,
“Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum.”
demişti.

Bu sözler hepimizi derinden etkiledi. O anda anladık ki onun izinden gitmeliydik. Çünkü o cesurdu, akıllıydı ve vatanını bizden çok seviyordu.

Siperden çıkarken kalbim küt küt atıyordu ama geri dönmeyi hiç düşünmedim. Yanımdaki arkadaşlarım vurulsa da biz ilerlemeye devam ettik. Çünkü bu topraklar, şehit kanlarıyla yoğrulmuştu.

En çok da annemi özlüyordum. Bir gün dönerim diye sakladığım mendili hep cebimde taşıyordum. Ama sonra anladım ki, belki dönemeyecektik. Yine de önemli olan, bizden sonra gelenlerin özgür yaşamasaydı.

Ve biz başardık.
Çanakkale’de zafer kazandık.
Düşman geçemedi.
Çünkü biz Mustafa Kemal’in yolundan yürüdük. Birlik olduk. Cesur olduk.

Bugün sen rahatça nefes alabiliyorsan, biz orada can verdiğimiz içindir.

Kayra – Bir Çanakkale Askeri

(Visited 16 times, 1 visits today)