Bir gece, rüyamda herkesin iç sesini duyabildiğimi gördüm.
O sabah uyandığımda özellikle dikkat ettim ve gerçekten de annemin iç sesini duyabildiğimi fark ettim. Annem içinden,
“Ya Yiğit okula gitmek istemezse onu nasıl ikna edebilirim acaba?” diyordu.
Sonra abimin odasının kapısını sertçe açtım ve içeri girdim. Abim uykusundan uyanır gibi oldu ve içinden şu cümleyi duydum:
“Yiğit, şimdi yataktan çıkıp seni evire çevire döveceğim.”
Abimin de iç sesini duyduğumu fark edince çok şaşırdım. Bu özelliğimi daha önce nasıl fark etmediğime inanamıyordum. Hayretler içinde bu durumu düşünerek hazırlandım ve annem beni okula bıraktı.
Okulda beni pek sevmeyen sınıf arkadaşım Ali Kaan’ın yanına gittim. Onun iç sesini duydum:
“Sabah sabah yine Yiğit’i gördüm. Bu çocuğu nedense hiç sevemedim. Keşke hiç karşıma çıkmasa.”
Bu düşünceler beni derinden üzdü. Kendimi yalnız ve mutsuz hissettim. Sıramda üzgün bir şekilde otururken en yakın arkadaşım Kıvanç yanıma geldi. Onun iç sesi şöyle diyordu:
“Yaşasın, Yiğit okula gelmiş! Bugün hiç canım sıkılmayacak. Onunla teneffüste top oynarız, kantinde futbol konuşuruz ama Yiğit çok üzgün görünüyor. Gidip ona neden böyle olduğunu sormalıyım.”
Kıvanç’ın iç sesini duymak beni çok mutlu etti. Yüzümdeki mutsuzluk bir anda kayboldu. Kıvanç yanıma geldi ve ne olduğunu, neden üzgün olduğumu sordu. İlk başta bu durumdan ona bahsedersem inanmayacağını düşündüm.“Boş ver, uzun hikâye.” diyerek geçiştirdim. Sonra dayanamadım. Kantinde sohbet ederken ona her şeyi anlattım:
“Bu sabah uyandım ve herkesin iç sesini duyabildiğimi fark ettim.” dedim.
Kıvanç beni rahatlatmaya çalıştı. Ali Kaan’ı boşvermemi, söylediklerini kafama takmamamı söyledi. O sırada Kıvanç’ın iç sesi şunu diyordu:
“Ben kaleciyken bana gol attığında, ben de seni sevmemiştim.”
