O gün yataktan kalktığımda her şey gayet normal görünüyordu. Ama dışarı çıkar çıkmaz ilginç bir şey oldu: Önüme bir siyah kedi geldi ve bana “Merhaba” diyerek önümden geçti. İlk başta yanlış duyduğumu sandım. Kendi kendime, “Sanırım uykum tam açılmadı.” dedim.
Tam o anda bir sincap yanımdan geçti ve “Günaydın.” dedi. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemedim. Emin olmak için hemen sincabın yanına gittim ve sordum:
“Sen benimle nasıl konuşabiliyorsun?”
Sincap sakince cevap verdi:
“Şu an hayvanların konuşabildiği bir dünyadasın.”
Bu cevabı alınca kafamda binbir düşünce uçuşmaya başladı. Böyle bir dünyada neler yapabileceğimi düşündüm. Yapmak istediğim o kadar çok şey vardı ki hangisinden başlayacağıma karar veremedim. En sonunda ne yapacağımı seçtim.
İlk iş olarak hayvanat bahçesine gitmek ve oradaki hayvanlarla konuşmak istedim. Ama sonra aklıma evdeki köpeğim geldi. Onunla konuşmak için sabırsızlanıyordum. Hemen eve döndüm ve köpeğime düşündüğüm tüm soruları sordum:
“En çok hangi yemeği seviyorsun?”
“En sevdiğin oyun ne?”
“Oyuncaklarını neden hep koltuğun altına saklıyorsun?”
Köpeğimle uzun uzun sohbet ettikten sonra tekrar hayvanat bahçesinin yolunu tuttum. Orada en sevdiğim hayvanlarla konuştum. Bazılarıyla eğlenceli sohbetler ettim, bazılarıyla ise küçük tartışmalar yaşadım. Ama hepsi bana dünyaya bambaşka bir gözle bakmayı öğretti.
Hayvanat bahçesinden çıkarken fark ettim ki, gün boyunca hiç insan görmemiştim. Acaba insanlar da hayvanlara mı dönüşmüştü? Bu sorunun cevabını başka bir güne bırakmaya karar verdim.
Sonunda eve döndüm ve yatağa uzandım. Bugün yaşadığım şeyleri uzun süre unutamayacağımı biliyordum. Belki de bu sadece bir rüyaydı… Ama çok güzeldi.