Bir rüyamda süper güçlerim olduğunu gördüm. Görünmez olabiliyor, istediğim yere ışınlanabiliyor ve uçabiliyordum. Bu rüyada herkes bana hayran gibiydi. Çünkü benim sayemde kimsenin derdi, sıkıntısı kalmıyor; sorunlarımı sadece bir dokunuşla çözebiliyordum. İnsanlara neşe saçıyor, onları şakalarımla güldürüyordum.
Uyandığımda bu rüyayı bütün gün düşündüm: Gerçek hayatta da süper güçlerim olsa, acaba bunları kullanabilir miydim? Bu düşünce beni hem heyecanlandırdı hem de umutlandırdı.
Ertesi sabah, rüyamın etkisi hâlâ üzerimdeydi. Kendimi güçlü ve özgüvenli hissediyordum. Ama okulda beklenmedik bir olay oldu: Bazı zorbalar beni okulun havuzuna ittiler. O an çok üzülmek ya da korkmak yerine, rüyamdaki gibi düşündüm. Kendimi hayal gücümle suyun içinden havalanırken hayal ettim, sonra o zorbaları kimsenin zarar görmeyeceği bir odaya ışınladım, yalnızca düşüncemde tabii ki.
O günden sonra, sanki hayal gücümle gerçek dünyayı şekillendirebilecekmişim gibi hissettim. Mahalledeki arkadaşlarıma yardım ettim, birini ağlarken görünce yanına gittim, yalnız olanlara oyunlar önerdim. Gerçek süper güçlerin uçmak ya da görünmez olmak değil, birini anlamak ve ona yardım etmek olduğunu anladım.
Artık insanlar bana sadece hayranlıkla bakmıyor, beni gerçekten seviyorlar. Çünkü ben hayallerimi, gerçeğe dönüştürmeye çalışıyorum — en saf haliyle.
