Bir gün uyandım ve her zamanki gibi tuvalete gittim, üstümü değiştirdim ve kahvaltımı yapmak için mutfağa geçtim. Ama bir gariplik vardı; annem bir şeyler söylüyordu ama ağzı oynamıyordu. Sonra anneme cevap verdim ve annem çok şaşırdı:
“Kızım, ama sen bunu nasıl duydun? Sesli söylemedim bile!” dedi.
İşte o zaman anladım ki zihin okuyabiliyorum!
Okula gittim. Bizi karşılayan güvenliğin zihnini okumayı denedim. “Acaba bu işi bıraksam mı? Hiç zevk almıyorum.” diyordu. Bir şey söylememek için kendimi zor tuttum. Sonra arkadaşımın zihnini okudum. “Bu okuldan nefret ediyorum ya! Bu saatte uyanılır mı?” dedi. Ardından “Okul olmasa ne güzel futbol oynardım!” diye düşündü. Gülmemek için kendimi zor tuttum.
Sınıfa girdiğimde başım ağrımaya başladı çünkü herkesin içinden konuştuğu sesleri duyuyordum. Sınıf sessiz olmasına rağmen kafamın içinde büyük bir gürültü vardı. Günün sonunda kendi kendime “Keşke zihinleri okuma gücüm olmasaymış! Umarım yarına geçer.” dedim ve uyudum.
Sabah uyandığımda hiçbir şey duymuyordum. O kadar mutluydum ki bu kez sessizlik bana sihir gibi geldi.
