Günümüzde birçok insan bir ya da birden fazla evcil hayvan ile birlikte yaşamaktadır. Köpek, kedi, kuş fark etmeksizin bütün hayvanlar da insanlar gibi üzüntü, sevinç, korku gibi birçok duyguyu yaşamaktadır. Evcil hayvan sahibi olmak büyük bir sorumluluk gerektirmektedir. Çünkü onların yaşam koşullarını ve şartlarını bizim tercihlerimiz belirler. Uzun ömürlü ve sağlıklı olabilmeleri de aslında bizim sorumluluğumuzdadır. Doğru beslenme, doğru ve zamanında aşılama da bunların en önemlisidir. Evcil hayvan sahibi olmanın bazı zorlukları olsa da onların karşılıksız sevgisi ve bizlere sağladıkları pozitif enerjiler ile ailemizin bir üyesi olarak bizimle birlikte yaşarlar.
Evcil hayvanlarımız ile kurduğumuz güçlü bağlar sayesinde stresimiz, kaygımız azalır ve kendimizi yalnız hissetmeyiz. Evcil hayvanlarımızın da ihtiyacı olan sosyalleşme sayesinde bizim de sosyalliğimiz artar ve böylece depresyon riskimiz de azalır. Evcil hayvanlarımız, daha aktif olmamızı sağlarlar. Onlarla yaptığımız yürüyüşler, oynadığımız oyunlar sayesinde gün içersin deki fiziksel aktivitemiz de artar. Böylece obezite riskini de azaltmış ve kalp sağlığımızı da desteklemiş oluruz. Onlarla birlikte sorumluluk sahibi olmayı da öğreniriz. Dünya da yapılan birçok araştırma da evcil hayvan sahibi olmanın insan psikolojisini olumlu yönde etkilediği kanıtlanmıştır. 2022 yılında 100 çocuk ile yapılan bir araştırmaya göre, bir veya birden fazla evcil hayvana sahibi olan çocukların psikolojik durum puanlarının, evcil hayvan sahibi olmayan çocuklara göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Aynı zamanda evcil hayvanlar, insanların duygusal ve fiziksel sağlıklarını desteklemek için terapi süreçlerinde de yerlerini almıştır. Örneğin; stres bozukluğu, anksiyete, kronik stres, panik atak gibi duygusal sağlık problemleri yaşayan insanlar için “Duygusal Destek Terapi Köpekleri” bulunmaktadır. Buna ek olarak, fiziksel sağlık problemleri olan sahipleri için belirli görevleri yerine getirmek adına öz el olarak eğitilen “Rehber Köpekler” de bulunmaktadır. Terapi köpekleri, hastanelerde, huzur evlerinde, bazı okullarda, bakım evlerinde insanlara destek olmak, sevgi ve mutluluk dağıtmak için yerlerini almıştır.
Bir evcil hayvan ile birlikte yaşamak karşılıksız bir sevginin, güçlü bir bağ ve iletişimin en güzel örneğidir. Bizlere sundukları büyük sevgi ve mutluluğun yanında hem duygusal hem fiziksel sağlığımıza olumlu yönde katkıları vardır. Köpeğim Pablo’nun beni her sabah ve akşam sevgi dolu karşılaması, pencere önünde okuldan gelmemi beklemesi bana büyük bir mutluluk veriyor. Üzgün, yorgun yada hasta olduğumda hissetmesi ve yanımdan hiç ayrılmaması aramızdaki büyük sevgi bağının bir kanıtı. Pablo bizim ailemizin bir parçası.

