Benim perspektifimde sanat, bazı bireylerin sessiz çığlığı, kendini ifade etme aracıdır. İçimizde kalan baskılanmış duygular ve fikirler çoğu zaman tiyatro, müzik, resim ve daha birçok sanat dalı ile ortaya çıkar. Sanat, toplumdaki farklı düşüncelerin çoğunlukla ifade edilme yoludur.
Peki, hangi sanat dalları düşüncelerini hangi yollarla ifade eder? Örneğin ressamlar çoğu zaman içindeki karmaşayı fırça darbeleriyle tuvale işler. Müzik, duyguları ifade etmenin evrensel yoludur. Tiyatro ise farklı yaşantıların ve yaşam tarzlarının sahneye yansıma şeklidir. Sanatın kısıtlanması gibi durumlar ise neye yol açar? Sanatın kısıtlanması durumunda insanlar, kendilerine dayatılan düşünme tarzlarına ve fikirlere yoğunlaşır. Bu durum, toplumun tek yönlü düşünmesine yol açar ve toplumsal gelişme ciddi bir oranda azalır.
Aynı Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Sanat, hem bireysel hem de toplumsal gelişim için vazgeçilmezdir. İnsanlar düşüncelerini ve duygularını özgürce ifade edebildikçe toplumlar da zenginleşir ve ilerler.