Bu sabah uyanır uyanmaz annemin yanına gittim ve “Günaydın anneciğim.’”dedim. Annem de bana “Günaydın canım.” dedikten sonra sarılıp beni öptü. “Acaba bugün ilk hangi dersi var?” dedi. Bende “Anneciğim bugün ilk dersimiz Türkçe.”dedim. Annem şaşırmış görünüyordu, ne vardı bunda bu kadar şaşılacak hiç anlamadım. Annem biraz dalgın bu sefer “Acaba akşama ne pişirsem.”dedikten sonra birden “Bu kız benim aklımı mı okuyor yoksa?” derken gülmeye başladım ve “Anne tabii ki de aklını okumuyorum ama bugün köfte ve pilav yaparsan sevirim.” dediğim anda annem yere düşüp bayılacak gibi oldu fakat düşmedi. Kahvaltımı yapıp evden çıktım.
Okula geldiğimde Vera, Duru, Zeynep, Nil, Ela ve Naz voleybol oynuyorlardı. Bende onlara katıldım ve Ela birden “Umarım bugün hastalanmam.” dedi. Bende “Ela, endişelenmene gerek yok hasta olursan öğretmene söyler ve izin alırsın.” dedim. Ela şaşırmış bana baktı “Nasıl aklımı okudun?”diye sordu. Sonra Vera “Acaba Nejan, Ela’nın düşüncesini nerden duydu?” dedi. Bende Vera’ya dönüp Ela’nın bunu yüksek sesle söylediğini anlattım. Vera biraz telaşlı ve şaşkın bir halde geldi ve kulağıma “Nejan sen başkalarının aklını okuyabiliyorsun.” dedi. Bende çok şaşırdım ama inanamadım.
Biz Vera ile birlikte oturmuş konuşuyorken Nil geldi ve onun da aklını okumaya çalıştım. Ona birkaç soru sordum ve artık aklını okuduğumu anlamıştım. Çok heyecanlanıp bunu arkadaşlarıma, öğretmenlerime ve aileme söyledim. Herkes çok şaşırmıştı. Bense çok mutluydum çünkü kimin ne düşündüğünü bilebiliyor ve onlara söyleyebiliyordum. Böylece herkes birbirine daha nazik davranıyordu ve bu beni çok mutlu ediyordu.
