Eğer seçim yapmak zorunda kalsaydım, bir daha hiç seyahat edememek ile hiç sosyal medya kullanamamak arasında kalsaydım, kesinlikle sosyal medyayı bırakmayı tercih ederdim. Çünkü bence seyahat etmek, insanın dünyayı tanımasının, yeni yerler görmesinin ve farklı kültürlerle karşılaşmasının en güzel yoludur. Sosyal medya ise her ne kadar bilgi almak, eğlenmek ve iletişim kurmak için kullanışlı olsa da, gerçek hayatın yerini tutamaz.
Seyahat etmek, insanın ruhunu besleyen bir deneyimdir. Bir yere gittiğinde sadece manzara görmekle kalmazsın; oranın havasını hissedersin, insanlarıyla konuşursun, yemeklerini tadarsın. Bunlar, ekrandan bakarak yaşayabileceğin şeyler değildir. Örneğin bir dağın zirvesine çıktığında hissettiğin huzuru ya da deniz kenarında gün batımını izlerken yaşadığın mutluluğu hiçbir fotoğraf tam olarak anlatamaz. O anları gerçekten yaşamak, insanın hafızasında unutulmaz bir iz bırakır.
Sosyal medya, bazen faydalı olsa da, insanları birbirine sanal bir şekilde bağlar. Gerçek iletişimin yerini almaz. İnsanlar çoğu zaman sosyal medyada vakit geçirirken başkalarının hayatlarına özenir, kendini eksik hisseder. Oysa seyahat ederken insan kendini keşfeder, dünyaya daha geniş bir pencereden bakar. Her gittiği yer ona yeni bir şey öğretir.
Ayrıca seyahat etmek, insanı özgür hissettirir. Yeni bir şehirde kaybolmak bile bazen güzel bir deneyimdir. Farklı kültürleri tanımak, önyargılardan kurtulmayı sağlar. Bu yüzden seyahat, sadece eğlence değil, aynı zamanda bir öğrenme yoludur.
Sonuç olarak, sosyal medya kullanmamak benim için zor olabilir ama seyahat edememek çok daha zor olurdu. Çünkü sosyal medya olmadan da yaşayabilirim; ama dünyayı gezmeden, yeni yerler görmeden, farklı insanlarla tanışmadan bir hayat bana eksik gelirdi. Gerçek mutluluğun ekranlarda değil, yollarda, doğada ve insan ilişkilerinde olduğuna inanıyorum. Bu yüzden seçim yapmam gerekseydi, hiç düşünmeden seyahat etmeyi seçerdim.