Bir gün bizim minik tembelimiz uyanmış. Lavaboya gitmiş ve kendine bakmış. Gözlerini daha yeni açmışken bir anda gördüklerine inanamayarak bayılmış! Meğer onu bayıltan, Böcük Adası’nın kahramanı olan 92 Numaralı Böcükmüş. Bu Böcük aynı zamanda Tembiş’i ısıran böcük olarak da biliniyormuş.
92 Numaralı Böcük okulun en çalışkan öğrencisiymiş ve okulun zorbaları bile ondan korkarmış. Örgü konusunda da muhteşemmiş, söylentilere göre herkes bunu bilirmiş. Bazen insanları korkutabilirmiş ama sonra onlara bir ip verip bir anda kaybolurmuş. Yaramazların önde geleniymiş ama aslında ruhu çok iyiymiş. Ailesi onu çok severmiş.
Ancak bizimki biraz kızgın bir Böcükmüş. En büyük zaafı ise ailesinin ümit veren minik kızıymış. Ta ki o güne kadar… Bir gün annesi ve babası arasında büyük bir tartışma olmuş. Küçük kız, olan biteni bir günlüğe kaydetmiş ve tüm olayları soruşturmuş. Evdeki minik ve saklı dedektif gibi davranan kız, her şeyi bir kitaba geçirip gizlice anne ve babasına vermiş.
Anne ve baba, kızın kitabını okuyunca 92 Numaralı Böcük’ün ve diğer tüm olayların aslında hepsinin minik bir rüya olduğunu anlamış. Böylece hem küçük kızın zekasına hayran kalmış hem de aile arasında yeni bir anlayış başlamış.
