GERÇEKTEN RÜYA MI GÖRÜYORUM?
Evet. Asıl soru bu. Dün yaşanan olayda gerçekten rüya mı görüyordum yoksa bu gerçek miydi? Bu soruya metni okuduktan sonra siz karar verin. Benim cevabım ne mi? Günlüğümün sonunda anlarsınız.
Tatilin son günü, Yozgat’taki son günlerimi yaşıyordum. Amcam, teyzem ve kuzenlerime veda etmek zorundaydım. Valizimin içine kıyafetlerimi yerleştiriyordum. Ortanca kuzenim yanıma geldi ve elini omzuma koydu. “Seni çok özleyeceğim.” dedi. Ben de ona bakıp gülümsedim. “Ben de sizi…” dedim. Kuzenim bana karşılık verip gülümsedi.
Tatile giderken aldığım ve neredeyse hiç okumadığım kitabı çantama koymuştum. O sırada kitabın kapağı parladı ve onu çıkardım. Parlaklık gözlerimi biraz yordu. Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapadım ve açtığımda gördüklerime inanamadım. Kitap bir anda açılmış, içindeki el yazısı yazılar yazılıp siliniyordu. Elime bir tüy kalem ve mürekkep aldım ve kitapla konuşmaya başladım. Kitap ne istediğimi sorunca “Tatilin uzamasını ve burada kalmayı istiyorum.” dedim.
Başta kitap bana acil bir şey yapmamı ve ailemi endişelendirmememi önerdi. Ama ben tatilin nasıl uzayacağını ve anneme yalan söylemeyi sevmediğimi söyledim. Kitap bir süre yazmayı duraklattı. Sonra bana sadece gitmeden önce bahçeye çıkıp karşıdaki ormanda oturan Yeşil Ana’yı görmemi söyledi. Yeşil Ana bana bir poşet verecekmiş ve içindekileri havaya atmamı istemiş. Böylece Giresun’a kar yağacak ve oradaki okulumuz tatil olacaktı.
Hemen yola çıktım ve kitabı da yanıma aldım. Ormanda tehlikeli hayvan yoktu çünkü ara sıra oraya dağ çileği toplamaya giderdik ve saatlerce kalmamıza rağmen hiç hayvan görmemiştik. Yeşil Ana bana poşeti vermek için bir şart koydu. Ormandaki en yüksek tepeye çıkıp oradan bir kar tanesi çiçeği getirmemi istedi. Bana bir ip verdi.
Tepeye tırmanırken çok hassas taşlar vardı, bastığımda kayıyorlardı. Kuvvetli bir rüzgar beni az daha uçuruyordu. İpim koptu ve ellerimle tırmanmak zorunda kaldım. Yanlışlıkla nemli bir taşa dokundum, elim kaydı ve aşağıya doğru düşerken bir anda uzun bir kaya gördüm. Ona tutundum ve kendimi yukarı çektim.
Ve ne göreyim? Bir mağara! Hemen girdim ve kar tanesi şeklinde binlerce çiçek gördüm. Birkaç tanesini çantama koydum ve tepeden aşağı indim. Yeşil Ana’ya çiçekleri verdim, o da bana içi dolu bir çuval verdi. Çuvalı gökyüzüne serptim ve kar yağışını izledim.
Sonra eve döndüm ve kitabımı çantama koydum. Annem karar değiştirdi ve Yozgat’ta bir hafta daha kaldık. Ben ve kuzenlerim çok mutluyduk. Tabi ki.
İlk başta sorduğum sorunun cevabını bulmuşsunuzdur. Tabii ki hepsi gerçekti.
