İşten eve yeni gelmiştim, benim için fazlasıyla yorucu bir gün olmuştu. Yemek yemeden önce biraz dinlenmek istedim. Televizyonun önündeki rahat ve L şeklindeki koltuğa oturdum.
Gözlerimi kısa bir süreliğine dinlendirdim fakat o kısa süre muhtemelen düşündüğüm kadar kısa olmamıştı.
Gözlerimi açmamadan önce bir fark hissettim, ses! Ortam sessizleşmişti ama bu nasıl olurdu şehirdeki arabalar, kapatmadığım televizyon ve daha onca şey nasıl susardı? İnsanlık hüzünlenmişti resmen başka türlü bu dünya nasıl susabilirdi ki. Sonrasında gözlerimi açtım ve gözlerimi açtığımda gördüklerime inanamadım. Ya gözüm kanlanmıştı ya da dünya renk değiştirmişti. Benim için yaşananlar çok büyük olaylardı, korkuyordum; nasıl bütün düzen bir anda yok olup sonra yeni bir şekilde var olabilirdi ki. Etrafı kolaçan etmek için cama doğru yürüdüm her adımımda dünya sarsılıyor, etrafımdaki objeler yer değiştiriyordu. Sonunda cama ulaştım ama keşke ulaşmasaydım binalar, yollar, şehir, apartmanımın benim altımdaki katları yok olmuştu, onların yerine bir göl bin bataklık gelmişti. Kendimi acil bir şekilde sakinleştirmem, bana eskiyi hatırlatacak bir şeyler yapmam lazımdı, iyi de bunu nasıl yapacaktım. Düşündüm, düşündüm, YEMEK! Evet, eğer yemek yersem hem gücümü toparlar hem açlığımı giderir hem de belki başımdaki ağrılara iyi gelirdi. Yemeğin malzemelerini dinlenmeden önce hazırlamıştım neyse ki.
Bazı şeyler değişmişti doğrusu ama sanırım bu yerde normali buydu. Biraz güç topladım ve dışarıyı keşfetmeye koyuldum. Gölün yakınlarında birbirinden uzak iki kişi gördüm. Sanırım orada benim gibi başkaları da vardı ya da oranın bir yerel halkı vardı. Biri insandı ondan emindim ama diğeri… Tam adama doğru yürüyecektim ki adam silüete seslendi ve ona doğru yürüdü, silüet de ona doğru yaklaşmaya başladı ve aralarındaki mesafeyi hızla kapattı. 100 metrenin bana uzun gelmemesinin sebebi de o oldu. Saniyeler içinde gördüğüm kişiler gördüğüm kişi(!) oldu. Onlarla aramda taş olmasa aynı kaderi paylaşabilirdim. Silüet yavaşça oradan uzaklaştı. Ben yaşadığım şoku atlatınca o taşın arkasından çıktım ve doğruca evime gittim.
(Belirsiz bir zaman sonra)Erzaklarım azalmıştı yakında dışarı çıkmam gerekecekti. Hatta şimdiden çıkmam lazımdı. Sabah olunca yola koyuldum, gölün etrafını gezdim çokta görünür bir şey yoktu sonra yaklaşık bir kilometre uzağımda bir ev var oldu. Ona doğru yola koyuldum, içeriden bir ses geliyordu. Kendimi mümkün olduğunca her şeye hazırladım ve içeri girdim. İçeride korkulacak bir şey yoktu benim gibi bir insan daha vardı. Bende ona kendi maceramı anlattım. Ve göl kenarına gittik ki ona oranın yerel halkından birini göstereyim. Bu iyi bir fikir değildi bizi hissettiler, etrafımızı sardılar. Dizlerim korkudan titriyordu. Orada bir açıklık gördüm evde tanıştığım kişiyi oraya yönlendirdim o kaçtı ve tam o anda arkamda bir ılıklık hissettim. Bu acı değildi rahatlamaydı, ne kadar kötüde bitse en azından bitmişti.
(Visited 2 times, 1 visits today)
