Bugün 10 Aralık 2040 ve ben 27 yaşıma girdim. Yapay zekâ ile ilgili projeler yaptığım için Japonya’da bir yapay zekâ kongresine davet edildim. Bu, yıllardır hayalim olan Asya’ya gelme isteğimi gerçekleştirmemi sağladı. Bu sabah erkenden hazırlanıp çıktım. Çok abartılı olmayan ama şık kıyafetler tercih ettim. Bu aralar neon renkler Japonya’da çok popüler olduğundan çantamı neon renkte seçtim. Bu kongre için çok heyecanlıydım çünkü doğum günümde böyle bir fırsat yakalamak hayatımın fırsatıydı. Hele konu yapay zekâyken,Japonya’nın teknoloji ve yapay zekâ alanında geçilebilecek bir ülke olduğunu sanmıyorum.
Son 15 yılda bütün dünyada büyük gelişmeler yaşandı. Japonya’da artık her yerde holografik panolar, robotlar (ciddi şekilde geliştiklerini söylemeliyim) ve daha niceleri var. İşte bu yüzden Japonya’yı görmek için sabırsızlanıyordum. Saçımı da yaptıktan sonra otelden çıktım. Gerçekten de dedikleri kadar vardı. Etrafı dolaşa dolaşa metro istasyonuna yürüdüm. Robotlar bize ne yapmamız gerektiğini tarif ediyordu. Hatırlıyorum da eskiden “Yapay zekâ dünyayı ele geçirecek.” diyorduk. Bu kısmen oldu ama kısmen de olmadı.
Sadece iki dakikalık metro yolculuğundan sonra kongre alanına vardım. Biz eskiden uçan arabalar ve ışınlanma icat edilecek diyorduk ama icat edilse bile bu tür teknolojiler, dünyanın dengesini bozmamak için kullanılmıyor. Çok fazla detay verdim ama olsun. Kongre binası yaklaşık 100 katlı, kocaman ve upuzun bir binaydı. Tamamen camdan yapılmıştı ve içeride olan ama dışarıdan görünen üç boyutlu panolar insanı kendine doğru çekiyordu. Binayı gördüğüm anda çok heyecanlandım.
Hemen içeri girdim. Beni yaklaşık on tane robot karşıladı. Konferans boyunca da aynı robotlar her işi yaptı. Kendimi oradayken çok özel biriymişim gibi hissettim açıkçası ama kim hissetmez ki? Ortam, yeni gelişmiş teknolojik yapay zekâ cihazlarıyla doluydu. Ayrıca çok sayıda cana yakın insan vardı. Konuşmamda Japonya’nın teknolojisinin ne kadar gelişmiş olduğundan ve hep önde gittiğinden bahsedip yapay zekânın geçmişteki ve günümüzdeki farklarını anlattım. Bizim ülkemiz de ne kadar gelişmiş olsa da Japonya bizden hep bir adım önde oluyor.
Sokaklarda çok ilginç şeylerle karşılaşıyorsunuz. Geçmişte imkânsız bulduğumuz her şeyi kongrede ve sokaklarda gördüm. Teknoloji ve yapay zekâ her gün gelişiyor. Biz de onların hızına yetişmeye çalışıyoruz. Yani bir nevi biz onları değil, artık onlar bizi yönetiyor.