2024 Kasım
Oğuz annesini son kez göreceğini biliyordu. Odaya ağır ağır adım attı. Uzun zamandır göremediği annesinin şimdi soluk ten rengi, hasta ve yorgun bakışlarıyla karşılaşmak onu korkutmuştu. En son iki ay önce görmüştü annesini. İki ay önce annesi daha sağlıklı durumdaydı. Ama şimdi daha farklıydı.
Oğuz annesinin yanına yaklaşırken gözlerinin dolduğunu hissetti. Ağlamak, annesini daha çok üzerdi. Bu yüzden nefesini tuttu ve annesinin yanına oturdu. Soğuk ve üşümüş ellerini tutup annesine son kez gülümsedi. Annesi de elinden geldiğince gülümsedi ve sonra hemşireler Oğuz’un odadan çıkması gerektiğini söyledi. Oğuz odadan çıkarken gözlerindeki yaşları tutamadı. Son kez annesine bakmak istedi ama bakamdı. Çünkü korkuyordu.
Oğuz’un abisi Atlas koşarak ona sarıldı. Atlas annesini Oğuz’dan önce görmüştü. Gözyaşlarını tutamayan tek kişi Oğuz değildi. Bu yüzden Atlas kardeşine belli olmasın diye tuvalete, gözyaşlarını silmeye gitmişti.
2003 Aralık
Atlas henüz 8 yaşındayken kardeşi Oğuz doğmuştu. Oğuz’un doğduğu gün Atlas’ın en güzel günüydü. Çünkü Atlas’ın en büyük hayali abi olmaktı. Abi olunca kahraman olabileceğini düşünüyordu.
2021 Kasım-Aralık
Aradan 18 yıl geçti. Atlas 26, Oğuz 17 yaşındaydı. Bir ay sonra Oğuz’un doğum günü vardı. Aslında Oğuz doğum gününü kutlamayı sevmezdi fakat bu yıl 18 yaşına gireceği için doğum günün kutlayacaklardı.
Günler saatler gibi geçiyordu. Oğuz bir gün sonra 18 yaşına girecekti. O gece pek mutlu değildi, çünkü annesi bugün hastaneye gitmiş, nadir görülen bir hastalığa kapıldığını öğrenmişti. Bu hastalık abisinden duyduğu kadarıyla geçiciydi ve ölümcül değildi. Oğuz kafasını yastığa koyduğu gibi uyudu. Üzerinde günün yorgunluğu vardı.
Bu sabah aralık ayının ilk günü, Oğuz’un doğum günüydü. Oğuz, bugünü dinlenerek geçirmeyi planlıyordu. Ağır adımlarla salona gitti. Karşısında annesini, babasını ve abisi Atlas’ı gördü. Oğuz için birkaç balon şişirmiş ve etrafı süslemişlerdi. Masanın üzerinde bir sürü yiyecek ve içecek vardı. Oğuz şaşırmıştı. Bu kadarını beklemiyordu. Ailesinin yanına gidip oturdu. Ailesiyle geçirdiği birkaç saat onun için şu sıralar en güzel zamanlardı. Oğuz tam eline bir bardak alıp su dolduruyorken annesi yere düştü. Atlas ani bir hızla ambulansı aradı. O esnada babası annesinin durumuna bakıyordu. Oğuz hiçbir şey yapamıyor, ufak bir şok krizi geçiriyordu. Ambulans gelince annesini sedyeye koydular ve ambulansa götürdüler. Oradaki çalışanlardan biri kalabalık yapmamak için sadece bir kişinin gelmesi gerektiğini söyledi. Tabii ki gidecek kişi babalarıydı. Ambulansın harekete geçmesinin hemen ardından Atlas, Oğuz’la beraber arabasına binip ambulansı takip etmeye başladı. Oğuz halen kendine gelememişti. Pijamalarını bile değiştirememişti. Her şey çok hızlı olmuştu.
Hastaneye geldiklerinde Atlas ve Oğuz annelerinin bulunduğu yerin yanında bekliyorlardı. Babaları dışarı çıktı. Ağlıyordu. Oğuz ilk kez babasını ağlarken görmüştü. (Atlas küçükken ve hastayken daha önce de görmüştü babasını ağlarken) Babaları Atlas’a baktı. “Eve gidin Atlas. Anneniz burada kalacak.” dedi babaları. Atlas hiçbir şey demedi. Oğuz itiraz edecek gibi oldu fakat Atlas onu susturdu.
2023 Kasım
Artık Oğuz da Atlas da annelerinin öleceğini biliyordu. Babaları da hastaydı. Hastanede yatıyordu. Bir başınalardı. İkisi de birbirine sahip çıkıyordu.
2024 Kasım
Atlas da Oğuz da hastaneden çıkarken bitkin durumdaydılar.
2025 Ekim
Oğuz bankta tek başına oturuyordu. Yalnızdı. Üzgündü. Derin bir nefes alarak “Her zorluk, beni daha güçlü kılıyor; düşsem de kalkmayı ve devam etmeyi asla unutmayacağım.” dedi. Her zorluğun altından gelmeye çalışmıştı. Yaşanabilecek en kötü hayatı yaşıyordu ama halen güçlüydü ve ayaktaydı. Öyle olacaktı. Annesi, babası ve abisi için öyle olması gerekiyordu.
2029 Nisan
Oğuz’un artık bir ailesi, bir işi vardı. Mutluydu. Bunca zorluk karşısında halen mutluydu. Mutlu olmaya devam edecekti.
