Açlık Mücadelem

On yaşında bir Afrikalı çocuk olarak bir günümü anlatacağım. Yine sıcak bir sabaha uyandım. Karnım açtı ama yemek yoktu; sadece ailemle birlikte yediğim birkaç tahıl vardı.

Okul paramı çıkarmak için erkenden pazar yerine gidip bir şeyler satıyordum. Satışlarım artarsa belki seneye okula başlayabilecektim. İşime sabah yedi buçukta başladım, saat dokuzda ise babama tarlada yardım ettim. Maalesef su olmadığı için ekinler çoğalmıyor, yeni bitkiler çıkmıyordu. Ama babam umudunu kaybetmiyor, yeni yollar arıyordu.

Annem ve iki yaşındaki kız kardeşim evde kalıyordu. Açlık yüzünden hırsızlık çok fazlaydı, bu yüzden evde birinin olması daha güvenliydi. Her yerde ölü hayvanlar ve açlık yüzünden ölen çocuklar vardı.

Tüm günüm tarlada geçmiyordu. Arkadaşlarımla sokakta oynar, dertlerimizi paylaşırdık. Saat dört gibi akşam yemeği için pazara koşardım. Bazen annem, bazen babam, bazen de ben giderdik. Param yettiği kadar yiyecek alır, dereden bir sürahi su alırdık. Böylece bir günlük geçimimizi sağlamış oluyorduk.

Akşamları bazen arkadaşlarla buluşur, sıkıntıları olan varsa yardım ederdik. Tabii günler her zaman neşeli geçmiyordu. Çok sıcak olduğunda terden yoruluyor, su kaybediyor ama içecek su bulamıyorduk. Her gün hastalıklar artıyor, zorluklar çoğalıyordu.

Gece yatağıma yattığımda evlerimiz çok soğuk oluyordu, ama bir şekilde idare ediyordum. Yatağımda hayallere dalardım: okula gitmek, şehirde okumak ve sonunda açlıktan kurtulmak… İşte benim hayalim buydu.

(Visited 3 times, 1 visits today)