ADADA YALNIZ KALDIM

Sabah uyandığımda yatağımda değil, kumların arasındaydım. En son uçakta bir arıza olduğu için uçaktan paraşütle atlamıştım. Kalanı ise beynimde yoktu ama eğer uçakta değilsem ve paraşütle atlamışsam bu adada tek olamazdım. Olduğum yerden doğrulup etrafıma baktım. Solumda masmavi bir deniz, sağımda ise yemyeşil bir orman vardı. Tamamen ayağa kalkıp denize doğru yürüdüm. Ayaklarımı biraz ıslatıp ormana doğru koşmaya başladım. Başka bir insan bulma umuduyla koşuyordum ormana; yoksa kurtulmamın ihtimali yoktu.

Koşmaya devam ettim, asla durmadım, hep koştum ama bir süre sonra hep aynı yerlerden geçtiğimi fark ettim. İnsan yoktu, koca adada tek ben vardım. Çok yorulmuştum ve acıkmıştım. Birkaç kere yanından geçtiğim elma ağacının yanına gittim. Beş altı tane elma alıp ilerideki mağaraya gittim. Kurtulmak için düşünmem gerekiyordu ama düşünemiyordum. Hâlâ şokun içinden çıkamamıştım. Elmalardan birkaç tane yiyip mağaranın duvarına yaslandım. Bir çözüm arıyordu beynim. Anında aklıma bir fikir geldi: Benim babam bir oduncuydu! Ağaçları babamın öğrettiği şekilde kesebilirdim. Kestiğim ağaçlarla da kendime küçük bir sandal yapabilirdim ama bunu yapma zamanı şimdi değildi; hava kararmıştı ve çok yorulmuştum. O geceyi orada geçirmeye karar verip orada uykuya daldım.

Sabah olunca hemen çalışmaya başladım. Babamdan öğrendiğim taktikle birkaç ağaç kesip sandalımın asıl kısmını oluşturdum. Bazı otlarla da o kütükleri birbirine bağlayıp sandalımı bitirdim ve doğu yönüne, yani evime ulaştım.

(Visited 4 times, 1 visits today)