Bu sabah yine her sabahki gibi arka bahçemizde bulunan horozun sesiyle uyandım. Gözlerimi açtığım anda dün yağan şiddetli yağmur nedeniyle delinen tavandan gözüme ışık vurdu. Yorucu bir gün daha başlıyordu. Bundan emindim çünkü kış yaklaşıyordu ve bu nedenle benim ailem de dahil olmak üzere bütün Masai Kabilesi son birkaç haftadır yiyecek ve erzak depoluyoruz.
Yattığım yorganda doğrulduğumda annemin çoktan kalkmış olduğunu gördüm. Ailenin iki kızı olarak annemle ana odadan bir çarşafla ayrılmış ayrı küçük bir odada kalıyorduk. içeriden abilerimin sesleri gelmeye başlayınca doğrulduğum yerden kalktım ve içeri gittim. İki abim ve babam çoktan masaya oturmuş annemin ocakta haşladığı yumurtayı beklerken dün yan komşunun bahçesindeki taş fırında pişirdiğimiz ekmekten yiyorlardı. Annem her sabah iki yumurta haşlar ve birini kendisiyle babam paylaşırken diğerini de ben ve iki abim paylaşırız.Kahvaltımızı yaptıktan sonra annem yorganları topladı,ben kahvaltı tabaklarını topladım. Abilerim ve babam da yandaki ahırdan o gün evde kullanılacak suyu dolduracağımız bidonları almaya gittiler. Yaklaşık bir 10 dakika sonra tam annemle işlerimizi bitirirken eve geldiler. Getirdikleri iki bidonu elime aldım ve bidonları dolduracağımız kuyuya doğru yola çıktık. Her sabah aynı şekilde doldururduk bidonları. Kuyuya giderken bidonları ben taşırım,geri dönüş yolunda da her abim bir tanesini taşır. Bugün de kuyuya kadar bidonları ben taşıdım ve abilerime bidonları doldurmalarında yardım ettim. Tam eve dönmek için yola çıkacaktık ki arkamdan “Nasiha!” diye seslenen birisini duydum. Arkamı döndüğümde yan komşumuz olan yakın arkadaşımı yani Russom’u gördüm. Bu son haftalardır onu göremiyordum o yüzden kendisini karşımda görünce çok mutlu oldum. Müsait bir anda olmadığımız için ayaküstü sohbet edip kendi yolumuza devam ettik.Geri dönüş yolunu da hızlıca aşıp eve vardık çünkü bugün çok yorucu ve uzun bir işimiz var. Eve geldiğimizde abimler hemen bidonları babama verdiler ben de anneme çamaşır yıkamada yardıma gittim. Annemle bayağı uzun bir süre çamaşır yıkadıktan sonra asmaya geçecekken abimler ve babam tarladan toplanan buğdayları eve getirmek için yola çıktılar.
Biz de annemle çamaşırları serdik, evi derleyip topladık. Tam o sırada babam ve abilerim ellerinde buğday dolu çuvallarla eve geldiler.Ailecek yerde bir halka oluşturduk ve ortamıza buğday dolu çuvalları aldık. Herkes önüne tepsi aldı ve buğdayları ayıklamaya başladı.
O kadar fazla çuval vardı ki ayıklama işlemini anca akşama doğru bitirebildik ve hiçbirimizin eli hareket edebilecek durumda değildi. Biraz orada oturup dinlendikten ve sonra annem akşam yemeğini hazırlarken abimlere ve babama ayıklanan buğdayları ayrı çuvala koyup ahıra götürdüm. Geri geldiğimde annemin hazırladığı yemeği çok aç olduğumuz için hapur hupur yedik. Yemekten sonra ailecek tabakları topladık ve üzerinde yattığımız yorganları çıkardık. Normalde her akşam ailecek birbirimize hikaye anlatır veya herhangi bir oyun oynardık fakat bu birkaç haftadır yoğunluktan dolayı erken yatıyoruz.Benim bir günüm de böyle geçti işte!
Afrika’dan Bir Gün
(Visited 4 times, 1 visits today)
