Bir sabah uyandığımda, insanların içinden geçirdiği düşünceleri duyabildiğimi fark ettim. Başta bu seslerin ne olduğunu anlayamamıştım. Bir adamın tost istemesi, bir çocuğun okula gitmek istememesi gibi düşünceleri işitince, “Herhalde dışarıdan gelen seslerdir.” dedim kendi kendime.
Okula hazırlanırken birinin “Nasılsın?” dediğini duydum ama bu ses çok uzaktan geliyor gibiydi. Şaşırdım çünkü tanımadığım bir dildeydi ve etrafta bu dili konuşan kimse yoktu. “Acaba yeni komşular mı taşındı?” diye düşündüm.
Tam o sırada annem, “Hadi oğlum, geç kalacağız.” dedi. Ardından içinden şöyle düşündüğünü duydum:
“Bu çocuk hiç beni dinlemiyor, söylediklerimi kendi kendine yapmıyor.”
Ben de bir anda cevap verdim:
— Haklısın anne.
Şaşkınlıkla baktı:
— Ne konuda?
— Zorlamadan bir dediğini yapmıyorum ya…
— Ama… Bunu içimden söylemiştim!
İşte o anda insanların iç seslerini duyabildiğimi anladım.
Okula vardığımda, her zamanki gibi sınıfın popüler çocuklarından biri bana takıldı. Ama bu kez hazırlıklıydım. Aklından geçenleri duyabiliyordum: En sevdiği şeyin hâlâ bir çocuk çizgi filmi olduğunu düşünüyordu!
Ben de eğlenceli bir şekilde,
— Arkadaşlar, onun hâlâ çocuk programlarını sevdiğini biliyor muydunuz?
dedim.
Herkes gülüştü ama bu kişi biraz utanıp uzaklaştı. O an anladım ki bu gücü insanları kırmak için değil, anlamak ve empati kurmak için kullanmalıyım.
Bir öğrenci bana yaklaşıp,
— Bunu nereden bildin?
diye sordu.
Ben de,
— Sanırım sesli düşündü, ben de duydum, dedim.
Ama o an içimden, “Umarım anlamamıştır.” diye geçirdim. Tam o anda garip bir şey oldu: çocuk havalanmaya başladı ve beni de yanında sürükledi. Gökyüzü kararırken kırmızı ışıklar çaktı.
— Eğer bu gücü sadece eğlence için kullanırsan, yanlış insanların zarar vermesini önleyemezsin, dedi. Ve bana bir video izlettirdi:
Gelecekte, insanların kaynakları tükendiğinde neler olabileceğini gösteren bir felaket senaryosu…
— Bu güç seni uyarmak için verildi.
— Sen kimsin?
— Ben yardımcınım. Ya da öyleydim.
— Ne demek bu?
— Senin bu gücü nasıl kullandığını izliyordum. Ama işler ciddileşti… Artık bir karar verme zamanın geldi!
Tam o sırada gökyüzünden gelen büyük bir enerji beni yere savurdu. Her şey bir anlığına karardı.
Sonra sesini tekrar duydum:
— Bu güç, Mutlak Muhafızlar tarafından rastgele ama iyi kalpli insanlara verilir. Sana güvendik.
Uyanınca tekrar okulumdaydım. Her şey bir rüya mıydı? Belki. Ama o günden sonra iç sesleri duyamasam da, herkese daha dikkatli ve anlayışla yaklaşmaya başladım. Çünkü bazen birinin içinden geçenleri duymasak da onu anlamaya çalışmak her şeyin anahtarı olabilir.
