Bir sabah uyandım, her şey çok normaldi. Üstümü değiştirdim ve sabah kahvaltısı yapmaya gittim. Ama bir şey fark ettim: Annemin zihnini okuyordum! Annem susamıştı, ben de kalkıp bir bardak su doldurup anneme verdim. Annem şaşırarak,
— Nereden bildin? diye sordu.
Ben de,
— Anne, sabahları herkes susar; senin de susayacağını tahmin ettim, dedim.
Ama aslında, zihin okumaya başladığımı kimseye söylemeyecektim.
Okula vardığımda ilk iki dersimiz matematikti. Hoca bize çok zor bir soru sordu; öyle bir soruydu ki sekizincilerin bile çözemeyeceği kadar karışıktı. Fakat hocanın aklında hem sorunun doğru cevabı hem de çözümü vardı. Bu yüzden hemen parmağımı kaldırdım. Sorunun cevabını ve çözümünü söyledim. Tabii hoca çok şaşırdı.
— Nasıl bildin? diye sordu.
Ben de,
— Hocam, evde çok fazla matematik çalışıyorum, dedim.
Böylece hocanın gözüne girmeyi başardım.
Sonraki derste sınav vardı. Hocanın aklında cevap anahtarı olduğunu fark ettim. Hemen soruların cevaplarını zihninden okuyarak kâğıdıma geçirdim. Okul bittiğinde sınav sonuçları açıklandı ve ben birinci olmuştum.
Annemler çok sevindi ve bana hediye olarak yeni bir bilgisayar aldılar.
Tabii ki bu zihin okuma sırrımı kimseye söylemedim…