Aşağılık Bir Adam

Hayat onun için bitmişti, her şeyden umudu kesmişti tek gördüğü yerdeki çakıllar ve kafasından yavaş yavaş süzülen kandı. Kafasını kaldırdı neden dermişçesine bakmaya başladı uğruna yıllarca çalıştığı adama lakin adam ona ömrü boyunca yüzünü bile göstermemiş ismini dahi söylememişti. Birisi için canından değerli bir patron, bir hayat amacı iken diğeri için ise sadece bir piyon. Patron sonunda konuştu bir şeyler zırvaladı ancak onun artık umrunda değildi tek duyduğu duygusuz bir özürdü. Patron arkasını döndü elini yavaşça yukarı kaldırdı ve parmağını şıklattı. Diğer piyonlar hemen patronun yanına geldi yerde yatan arkadaşlarına dahi bakmadan patronu alıp uzaklaştılar. Yerdeki adam ise son anları yaşıyordu kendi bir adı bile yoktu her şeyini bu suç organizasyonu için adamıştı burada doğmuş burada ölmüştü belki de kendi hatasıydı. Dışarıdaki herkesin bir ismi varken o sadece D-312 diye çağırılıyordu. Artık ruhunun bedenini terk etmesine saniyeler kalmıştı ve o an derin bir düşünceye daldı. Düşündü pişman oldu kendi kendine konuştu o kadar eziktiki rütbesi bile D’ydi en düşük rütbeli bir ucubeydi aslında oysa o orayı kendi ailesi gibi görüyordu orada sevildiğini zannediyordu fakat sırf örgütün planlarını öğrendi diye burada yalnız başına kafasında bir mermiyle bırakılmıştı. Bir anda gözü kapandı saf bir beyazlık gördü öldüğünü anlamıştı. Karşısında bir hanımefendi gördü saf beyaz bir sonsuzluğun içinde tahtına oturmuş elindeki tabletiyle dünyayı izleyen beyaz saçlı bir hanımefendi. Umudu yeniden yeşeriyordu. Belki de ölmemişti. Adam daha konuşamadan hanımefendi onu yanına çağırdı kendisini bir tanrıça olarak tanıttı gayet güler yüzlüydü. Adam titriyordu yıllarca hiçbir tanrı veya tanrıçaya inanmamıştı ancak şu an tam karşısında gerçek bir tanrıça vardı. Gözlerine inanamıyordu hiçbir dinde olmayan bir tanrıça gerçekti cennet cehennem yoktu ve tanrıça gayette insan gibiydi diye düşünmeye başladı içinden. Tanrıça onun sözünü kesti “İçinden geçenleri hissedebiliyorum şaşkınsın anlayabiliyorum şöyle izah ediyim diğer insanlar cennet veya cehenneme gidecektir lakin senin gibi sadık birinin burda olması tamamen benim sana olan ihtiyacımdan gelmektedir.” dedi nazik ve oldukça güzel bir ses tonuyla. Şaşırmıştı adam kendisi gibi alçak birine nasıl olurda böylesi muazzam güzellikte kusursuz bir tanrıçanın ihtiyacı olurdu ki. Tanrıça her şeyi anlattı diğer evrenlerin tanrılarıyla yapılmış bir antlaşma gereği kimse kendi evrenine müdahale edemezdi ancak kendisinin bu dünyadaki suç örgütünü büyük planı gerçekleştirmeden durdurması lazımdı bunu diğer tanrılara belli etmeden gerçekleştirmenin tek yolu reenkarnasyondu. Hayatı boyunca alçak bir yaşam sürmüş adam reenkarne olucak ve suç örgütünü büyük planı gerçekleştirmeden yok edecekti örgütün planlarını öğrendiği için bunu yapabilecek tek kişide oydu, ingiliz kraliyet ailesinin sonunu getirmekten kurtaracaktı ve dünyayı büyük bir kaosun ucundan döndürecekti. Bunu yapamayacağını düşündü hatta buna inandı lakin karşısındaki muazzam güzellik onu öyle etkileşmiştiki tanrıçanın teklifini kabul etti ve londranın ücra bir köyünde bir bebek olarak hayata gözlerini açtı. Artık bir ismi ve gerçek bir ailesi vardı annesi babası ve birde kendisinden 3 yaş büyük abisi herkes onu Gabriel diye çağırıyordu artık gururla taşıyacağı bir adı vardı bu ad için ve o kusursuz tanrıça için görevini yerine getirmesi gerektiğini hissediyordu. Her şeyi planlamıştı 2045’te büyük plan gerçekleşecekti 2043’te ise bir havalimanında S rütbeli 3 büyük örgüt üyesi ve patron toplanacaktı hepsini ölmeden önce öğrenmişti. Planı S rütbeli bir üyenin kıyafetleri çalıp onun yerine geçmekti böylece patronla bire bir görüşme imkanı olabilecek ve işi biterebilecekti. Her bir S seviye üyenin yaklaşık 50 küsür C seviye koruması olur lakin olayları bilmezler sadece üyeyi korumaları gerektiğini bilirler soğukkanlılardır onlarla konuşarak anlaşılamaz. Bunu çok iyi bilen Gabriel 2043’e kadarki 25 yılda kendini casusluk ve atletiklik konusunda geliştirecekti böylece bir korumayı tek yakaladığı zaman sessizce etkisiz hale getirecek ardından onun kılığına bürünüp S seviye üyenin yerine geçmeye çalışacaktı. Gabriele göre bu muhteşem bir plandı lakin önceki hayatı boyunca hiç zorlukla karşılaşmamıştı sadece denilenleri yapmıştı o yüzden onu neler bekleyeceğini asla bilemezdi. Yeni hayatına eğlenceli bir çocuk olarak başlamıştı ailesi ile geziyor arkadaşları ile oyunlar oynuyordu hatta Alex ve Noah diye çok yakın iki arkadaş bile edinmişti hayat onun için kusursuzdu. Güzel mi güzel mavi gözlü sarı saçlı bir kız arkadaşı bile olmuştu artık yaşam amacını unutmuş hayatına devam ediyordu aklının ucuna bile gelmiyordu ne için yaşadığı. Bir gün Alex ve Noah birlikte gezerken bir metro durağına indiler normalde kalabalık olan durakta kimse yoktu. Metro arızalı diye düşündüler durakta kendi başlarına koşup eğleniyorlardı. Bir anda durağa Gabrielin sevgilisi indi herkes gülüyordu Gabriel kıza doğru koştu, sarıldı ve öpmeye çalıştı lakin kız onu iterek yere düşürdü ardından Alex ve Noah kızın yanına gelip iyi olup olmadığını sordu. Kız tek kelime dahi etmeden Gabrielin canından çok sevdiğin arkadaşlarının canını ucuz bir bıçak ile aldı ardından Gabriele doğru ilerlemeye başladı. Gabriel hala yerdeydi, korkuyordu ve yalvarıyordu ölmek istemiyordu ilk defa mutluluğu tatmıştı ancak yine başaramamıştı kız neden bir anda böyle olmuştuki düşünemiyordu bile derken… Gabrielin psikolojisi bozulacaktı korktu ağladı bağırdı lakin durakta tek bir kişi dahi yoktu güvenlik kameraları çalışmıyordu polis arıza gerekçesiyle durak ve çevresine giriş yasağını 1 hafta öncesinde koymuştu bile. Bir anda kızın bedeninden bir ruh yükseldi Gabriel ağzı açık, ağlak gözlerle ruha bakıyordu. Ruh bir anda Saçları gümüşten bile parlak o muazzam tanrıçaya dönüştü bu sefer sinirliydi aşağılayıcı bir bakışı vardı konuşmaya başladı tanrıça “Ben seni mutlu ol diye değil verdiğim görevi yerine getir diye yeniden yarattım 5 yıl kaldı 2043 e 20 yaşına girdin üniversite bile kazandın arkadaşların ve bir sevgilin var lakin görevimi hiç umursamıyorsun eğer böyle devam ederse sana bu mutluluğu veren ailenide yanından alırım.” diyerek kayboldu. Aşağılayıcı ses tonu Gabrieli o kadar etkilemişti ki 3 gün etkisinden çıkamadı tüm haberlerde bu intihar konuşuluyordu lakin Gabriel biliyordu ki bu bir intihar değil tamamen kendi suçu olan bir cinayetti yine başarısız olmuştu Gabriel. Hiçbir şeyden haberi olmayan güler yüzlü ailesi için bu görevi yerine getirmeliydi hatta bu zaman içinde bir kız kardeşi daha olmuştu onların hayatı Gabrielin elindeydi. Bu masum aileye bir şey olmaması için bir not dahi bırakmadan evi terk etti. Şehir merkezine geldi, gazetede gördüğü habere göre burda spor salonları ve casusluk kursları vardı. Bir spor salonuna yazıldı birde casusluk eğitimi aldı. Ailesinden aldığı paranın neredeyse hepsini harcamıştı sokakta yatıyor dilenerek yemek yiyordu. Hem Ailesinin onu kaybettiği için üzüldüğünü düşünüyor hemde kusursuz tanrıçayı hayal kırıklığına uğrattığı için kendine gelemiyordu.

yaklaşık 5 yıl boyunca yerel halkın gözünde kafayı sporla bozmuş, asosyal bir ezik olarak yaşamıştı tek istisna ona her gün yemek veren Erina adında güzel bir kızdı kıza bir şey olmaması için konuşmuyordu kızla lakin içindeki aşkı da görmezden gelemiyordu. Planını gerçekleştirmek için havalimanına gideceği günün sabahı Erina ile konuştu her şeyi anlattı başkasına anlatsa deli diye nitelendirilecekti belki de ancak Erina onu kucakladı ağzından hafif mizahi bir ses tonuyla birlikte sadece tek bir cümle çıktı. “2045’e kadar seni bekliyor olacağım görevini yerine getir benim gözüm hep arkanda olucak lakin beni unutarsan o tanrıçayla konuşup seni cezalandırırım.” Ardından hafif bir tebessüm ile vedalaştılar. Gabrielin artık başarması gereken bir görevi, koruması gereken bir ailesi ve Erina vardı. Hayallere dalmıştı bile Görevini tamamlayacak Erinayı evine gelin getirecekti hem gizli kahraman hemde mutlu bir baba olucaktı. O sırada Patron çoktan havalimanına inmişti havalimanı tamamen kapatılmıştı ve tüm kameralar inikti bunu polise rüşvet vererek yaptırmışlardı lakin tüm halk bir elektrik arızası olduğunu düşünüyordu. Gabriel havalimanına ulaşmıştı taksiciye verecek parası yoktu öğrendiği teknikler sayesinde önce şöförden para çalmıştı sonra o para ile borcunu ödemişti. Artık her şeyi göze almıştı havalimanına girecekken iki tane C seviye piyonun kapıda durduğunu gördü maskeleri yoktu ancak kravatları vardı burdan anlamıştı seviyelerini. Yanlarına gitti piyonlar onunla konuştu hiçbir uçuşun çalışmadığını anlattı Gabriel onları dinliyormuş gibi yaparken aslında doğru zamanı kolluyordu. Piyonlar gardını indirdiği gibi Gabrielde onları indirmişti kıyafetleri çalmıştı ve gözlüğü takmıştı artık bir koruma gibi içeri sızabilirdi. İçeride ilerlerken diğer korumalarla önceki hayatından öğrendiği kadar örgüt hakkında sohbet ediyordu dışarıdan biri olduğunu çaktırmıyordu. Çaktırmadan etrafa bakarken üst katta Patronu gördü korumalar etrafındaydı ve telefonla konuşuyordu Gabriel bunu değerlendirdi önceki hayatında bir piyon olduğu için görevlerde insanların ağzını okumayı öğrenmişti. Gizlilik piyonlar için oldukça önemliydi ne de olsa. Patron genelde sadece gözleri kapatan bir maske takar böylece Gabriel ağzını okumayı başardı ve patronun kurduğu cümleleri aynen anladı “Yeter Artık! Ben büyük proje için yıllarca çalıştım çabaladım size yatırım yaptım lakin siz bir toplantıya bile geç kalıyorsunuz. 2 kişi eksik bir tane de sözde S seviye üyemiz tuvalet yapıyor yazıklar olsun! Eğer 5 dakika içinde gelmezseniz Kralla birlikte sizinde canınızı alırım.”. Gabriel hiç duraksamadı cümlelerde aklına tek takılan şey bir rütbelinin tuvalette olduğuydu genelde tuvalete bir rütbeli giderken sadece 2 koruma eşlik ederdi. Etrafını kolaçan etti ve uzaktaki başı boş duran onlarca korumanın arasına sızdı. Anlamıştıki bunlar tuvaletteki rütbeliyi bekliyordu.

Gabriel hemen tuvalete girdi tuvaletteki iki koruma onu uyardı hiçbirini dinlemedi Gabriel, Erinadan aldığı paslanmış bıçakla korumaları tehdit etti. Korumalar tam bağıracakken hızlı bir hamle ile dilleri kesti. Artık korumalar dışarı çıktığında konuşup olayı anlatamayacaklardı. Korumalar acıdan kıvranırken Gabriel onların bıçaklarına el koydu. Ardından ne oluyor burada diyerek kabinden çıkan rütbeleyi bıçağon arka kısmıyla vurarak bayılttı. Kıyafetlerini giydi maskesini taktı. Dili kesik korumalarla birlikte tuvaletten çıktı korumalar ağlamamak için zor tutuyorlardı kendilerini lakin Gabriel onları çoktan tehdit etmişti. Bir süre çaktırmamaya çalıştı korumalara emirler verdi, oturdu, patronla telefondan konuştu. Patron sesine ne olduğunu sorduğunda ise hiç tepki vermeden soğuk kanlı bir şekilde “Daha yeni hap içtim dostum bana biraz zaman tanı.” dedi gülerek. Tüm rütbeliler gelmişti havalimanının en alt katında buluşmuşlardı kapıda 120 koruma dışarıda 30 koruma bulunmaktaydı lakin içeride tek bir tane bile yoktu sadece 2 rütbeli, patron ve Gabriel. Gabriel bu fırsatı değerlendirmek istedi 2045 beklemeden, hiç düşünmeden cebindeki bıçağı patrona saplamıştı. Diğer rütbeliler ise hiçbir şey olmamış gibi alkışlamaya başladı Gabriele sarıldılar, öptüler ve tebrik ettiler. Gabriel o an anladıki koskoca patronun bile dostum dediği insanlar onun yerine geçmek isteyen çakallardan ibaretmiş. Patron maskenin ardından hüzünlü bir ses tonu ile neden diye seslendi rütbelilere. O an can verdi patron. Gabriel ve rütbeliler hep birlikte masaya oturdu ve kararlarını verdiler. Örgüt kapanacak servet 2 rütbeli ve Gabriel arasında dağıtılacaktı. Rütbeliler kalktı herkes maskesini çıkardı. Birbirlerini ilk defa yüzleri ile görüyorlardı ve rütbeliler Gabrielin de rütbeli olduğuna inanıyorlardı. Korumalara olanları anlattılar tüm korumalar sevindi çünkü Gabriel olayın heyecanıyla kendi payına düşeni tüm üyelere dağıtma kararı aldığını haykırmıştı. Havalimanı adeta kutlama alanına döndü. Gece geç saatlere kadar kutlamalar yapıldı resmi işlemleri yapıldı ve örgütün tüm iletişim hatlarına örgütün kapatıldığı bildirisi gönderildi. Herkes artık ayrılmıştı servet dağıtılmıştı. Lakin kendilerine düşen serveti yetersiz bulan 2 rütbeli havalimanında ayrılınca rüşvet verdikleri polisleri aradılar. İçerideki diğer rütbelinin katil olduğunu ve patronu öldürdüğü haberini söylediler böylece rütbeli olarak bilinen Gabriel hapise girecek diğer 2 rütbeli ise onun servetine çökecekti. Herkes gittikten sonra Gabriel patronun bedeni ile başbaşa kalmıştı. Yavaşça maskeyi çıkardı. Gözlerine inanamıyordu kendisinin önceki hayatına aşırı benzeyen bir yüz vardı. Önceki hayatında babasını hiç görmemişti tek bildiği örgütte doğduğu ve büyüdüğüydü. Babası patron olamazdı sonuçta bir adam nasıl kendi oğlunun canına kıyabilirdi diye düşüncelere daldı Gabriel. Bir anda odanın kapısı kırıldı polisler gelmişti ve tek gördükleri ise Gabriel, Patronun bedeni, Patronun maskesi ve birde yere düşmüş paslanmış bir bıçak. Her şey apaçık ortadaydı Gabriel tutuklandı ömrünün sonuna kadar hapislerde çürüyecekti. Kendisine avukat tutabilirsin densede reddeti kendi bile savunmasını yapmadı sadece suçunu kabul etti ve başka hiçbir şey düşünmedi. Hapisin ilk günü sadece düşündü hiçbir şey başaramamıştı aslında sadece dünyayı bir kaostan kurtarmıştı. Kendisindende, sevdiğindende, ailesindende vazgeçmişti önceki hayatında kim olduğunu bile bilmediği bir patron için şimdiki hayatında ise bir tanrıça için yaşamıştı hakiki mutluluğu asla tadamamıştı Gabriel. Çürüyüp gitti hapishanelerde ne Erina kaldı onu arayan ne de ailesi.

(Visited 5 times, 1 visits today)