Merhaba, ben Defne ve bugün çok heyecanlıyım. Neden mi? Çünkü bir hafta önce zaman makinesi bulundu ve satışa sunulan tek modeli almayı başardım ancak bir sorun var, makineyi sadece bir kez kullanabiliyorum. Kararımı verdim, bu fırsatı Atatürk ile bir gün geçirmek için kullanacağım. Şimdi bir tuşa basıyorum ve onun yanına gidiyorum!
Atatürk bana yöneldi ve gülümseyerek “Merhaba küçük kız, burada ne yapıyorsun?” diye sordu. Tarihin akışını bozmamak için ona sadece bir gününü onunla geçirmek istediğimi söyledim. Gülümseyerek kabul etti. İlk olarak birlikte bir restorana gittik ve çok lezzetli bir yemek yedik. Sonrasında bana pamuk şeker aldı ve lunaparka götürdü. Atlı karıncaya bindik, çok eğlendik. Daha sonra parkta bir salıncağa oturduk, o da beni salladı.Hava kararmaya başladığında, bana çocukluk hikâyelerini anlattı. O kadar komik ve samimiydi ki kahkahalarla güldüm. Vedalaşma vakti geldiğinde içimi büyük bir hüzün kapladı. Ona sımsıkı sarıldım ve bu eşsiz gün için teşekkür ettim.
Son kez arkasına bakıp el salladı, ben ise gözlerimi dolduran mutluluğu içimde hissederek zaman makinesine bindim ve evime döndüm. O gün, hayatımın en mutlu günüydü!
