Aurora’nın Büyüsünde Bir Gece

Her zaman Kuzey Işıkları’nı görmek istemişimdir. O büyüleyici renklerin gökyüzünde dans edişini izlemek, doğanın en etkileyici gösterilerinden birine tanıklık etmek… İşte tam da bu hayali gerçekleştirmek için kendimi Norveç’in Tromsø şehrine doğru yola çıkarken buluyorum.

Hava soğuk ama tertemiz. Karla kaplı dağlar uzaktan bana göz kırpıyor. Küçük bir kulübeye yerleşip sıcacık bir kahve alıyorum. Dışarı çıktığımda, ay ışığının aydınlattığı kar taneleri sessizce düşüyor. Soğuk havaya rağmen içimde tarifsiz bir heyecan var. Bu gece, Aurora Borealis’i yakından görebilme şansım olabilir.

Akşam saatleri yaklaştıkça, kuzeyin derin sessizliği daha da belirgin hale geliyor. Gökyüzü hâlâ karanlık ama belli belirsiz bir hareketlenme var. Bir süre sonra, ufuktan başlayarak zümrüt yeşili dalgalar belirmeye başlıyor. Önce solgun bir ışık gibi, sonra gittikçe güçlenen büyüleyici desenler… Renkler dans ediyor, hareket ediyor, şekilden şekle giriyor. Yeşilin arasına mor ve pembe tonları karışıyor.

Bu manzaraya bakarken zamanın durduğunu hissediyorum. İnsan, evrenin büyüklüğü karşısında ne kadar küçük olduğunu fark ediyor. Bir süreliğine tüm düşüncelerim susuyor, sadece doğanın sunduğu bu olağanüstü gösteriyi izliyorum. O an, hayatımda unutamayacağım bir anıya dönüşüyor.

Biraz üşümeye başlayınca kulübeye dönüyorum ama gözlerimi gökyüzünden ayırmak istemiyorum. Odanın penceresinden hâlâ dans eden ışıkları izlerken içimde derin bir huzur hissediyorum. Aurora Borealis’in büyüsü gerçek ve ben bunun bir parçası olabildiğim için minnettarım. Bu gece, doğanın en saf mucizelerinden birine tanık olduğum gece olarak hafızama kazınıyor.

 

 

(Visited 9 times, 1 visits today)