“On, dokuuuz,sekiiiiz,yediiii,altııı,beeeş,dörrt,üüç,ikiii,biiir.” Herkes kahkahalarla mutlulukla ve taze ümitlerle yeni yılın gelişini kutluyor ve ben de bu kalabalıktan biriyim. Yeni yıl hep yepyeni, bembeyaz bir sayfayı temsil ediyor değil mi?O aklınızda canlanan sayfa bu kez beyaz değil fakat siyah da değil, gri.
Geri sayımın ardından etrafıma dikkatlice baktım ve gördüklerime inanamayarak gözlerimi kırpıştırdım. Bu mümkün olabilir miydi? Bir robotla Mustafa Kemal zeybek oynayabilir miydi? Peki kahvesini yudumlayarak tablete bakan Agatha Cristie’ye ne demeli? Apaçık ortadaydı olanlar. Zamanla oynamıştı birileri fakat bu benim de ilk kez tecrübe ettiğim bir felaket olduğundan endişelenmedim desem de yalan olurdu. Beni görmedikleri ya da duymadıklarını sanarken kolumu tutan el beni tamamen şaşkına uğrattı. Ellerin sahibine döndüğümde bana dış lobiyi işaret etti. Sessizce onu takip ettim ve lobiye çıktığımda da ilk cümleleri ondan bekledim. “ sen de buradasın ve yeni geldin yaklaşık otuz dakikadır yalnızca etrafına bakınmak ve dolanmakla meşguldun ki uyarılmaya ihtiyacın olduğunu düşündüğümden yanıma çağırdım. Beni adım Pera, evet ben de buraya yeni geldim yalnızca birkaç saattir buralardayım ve belki şaşıracaksın ama yine tek değiliz. On sekiz yaşındayım ve bugün de doğum günümdü ama kim bilir belki de doğum günü hediyem sandığımdan da kötü değildir.”
Sormak istediğim tüm soruları cevapladığından ben de başladım sohbete: “ selam Pera. İyi bir gözlemciye benziyorsun ve ayrıca ben de bugün on sekiz yaşıma girdim. Beraberiz , yalnız değilim,değiliz fakat buradakilerin ortak özelliği ne, neden biz seçildik?
Hararetle konuşmaya devam edecekken uçan arabalardan birinin iniş yaptığını gördüm ama kendimi gülmemek için zor zapt ediyordum çünkü bu son model teknoloji harikasının içinden Türkan Şoray salına salına yürüyerek çıktı ve arabanın içindeki bangır bangır müziği tanımamak mümkün değildi. “ ya tabi sen daha neler görmüşsündür saatlerdir, resmen aklımı kaçıracağım…”Kafamı lobiye çevirdiğimde Pera orada değildi.Dışarıya çıkıp çıkmadığını kontrol etmek için sokağa atılmamla arkamdan tanıdık ve tiz bir çığlık duydum. “Alya, buraya gel çabuk.” Karanlıktan seçemesem de sese yöneldiğimde tanıdık olmadığım bir yüzdü gördüğüm.
“ Tanışmadığımızı düşünmen normal lakin yalnızca sen beni tanımıyorsun. Ben Seris. Burada olmanın sebebiyim desem yeridir. Peraya seni bulup endişelerini az da olsa gidermesini söylemiştim ama belli ki yeterli olamamış,ellerin titriyor.” Ellerim sahiden titriyordu çünkü fazlasıyla stres olmuştum, bu saçmalık artık korkunç bir hal almaya başlamıştı ayrıca Pera’nın beni kandırdığını öğrenmek bana ağır gelmişti.
“ Madem bizi buraya siz topladınız, peki neden ben , biz? Sıradan bir yılbaşı gecesinde yılın ilk gününü karşılar karşılamaz kendimi burada bulmam takdir edersiniz ki benim için de bayağı şok edici.”
“Endişelerini anlayabiliyorum Alya. Seni aramızda görmek istememizin nedeni…”
“ Seriiis!”
“Seris!”
“Devam et lütfen…”
