Ben Beştepe Kolejinde bir öğretmen olsaydım, çok eğlenceli bir öğretmen olurdum. Ders anlatırken zamanı hiç umursamaz, öğrencilerim konuyu öğrenene kadar oyunlarla pratik yapardım. Her sabah onlara farklı şekillerde “Günaydın!” derdim. Bazen sarılır, bazen el çakar, bazen de şarkı söyleyerek onları karşılardım.
Sınıfta anlattığım konuları tekrar edecek ve sınıfı düzenli tutacak bir öğrenci seçerdim. O öğrenci öğretmen olur, ben de onun yardımcısı olurdum. Derslerimizi bazen bahçede yapardık ve bazı günler ödev vermeyip öğrencilerimin boş zamanlarının olmasını sağlardım. O boş zamanlarda dışarıda oynayıp eğlenmelerini isterdim.
Öğrencilerim üzgün olduğunda onlarla sohbet eder, kendi aralarında anlaşmazlık çıktığında onlara sevgi ve arkadaşlığı anlatırdım. Büyüdüklerinde beni hatırlasınlar diye bol bol fotoğraf çeker, onlara her zaman seveceğimi ve yanlarında olacağımı söylerdim.
Benim için en önemli şey, öğrencilerimin mutlu olmasıydı. Onları her zaman gülerken görmek isterdim.
