O gün işten eve geldiğimde hava çok karanlıktı, neredeyse hiçbir şey görünmüyordu. Bu karanlıkla üzerime bir uyku hâli çökmüştü ama yapmam gereken işler olduğu için bir kahve alıp bilgisayarın başına geçtim. Bilgisayarımı açtığımda, nedensiz bir şekilde arızalar vermeye başladı. Nedenini anlayamamıştım ancak bilgisayarım biraz eskiydi, belki de sebebi buydu.
Bir süre sonra bilgisayarım aniden çöktü ve kapandı. Çok sinirlenmiştim, yaptığım her şey silinmişti. Tam o anda, bilgisayar ekranında gözümü neredeyse kör edecek kadar parlak bir ışık yandı ve bilgisayar havaya yükselmeye başladı. Gördüklerime inanamadım. Bir an halüsinasyon gördüğümü sandım ama bunlar gerçekti.
Bilgisayar havada kısa bir süre asılı kaldıktan sonra yere düştü ve kırıldı. Çok üzülmüştüm, o benim biricik bilgisayarımdı ama her şey, o tuhaf ışığın pencereden içeri dolduğu anda başladı. Bu ışık, bilgisayar ekranında yanan ışıktan bile çok daha kör ediciydi.
Işığın içinden adımı bağıran bir ses duydum. Adımı tiz çığlıklarla haykırıyordu. Olduğum yerde donup kaldım. Ne yapacağımı bilemedim ve korkudan gözlerimi kapattım. Gözlerim kapalıyken kendi bedenimden ayrılıyormuş gibi hissettim ve sanırım gerçekten öyle oldu. Bedenimin kontrolünü tamamen kaybetmiştim.
Gözlerimi açtığımda etrafımda garip makineler vardı. Yanımda, doktor gibi giyinmiş insanlar duruyordu. Daha ne olduğunu anlayamadan doktorların hepsi bir ağızdan,
“Hasta sanırım komadan uyandı!” diye bağırıyordu.