Benim bir festival düzenleme imkânım olsaydı, festivalin temasını binicilik seçerdim.Çünkü ata binmeyi çok seviyorum ve insanların da bunu sevmesini isterdim.
İlk olarak festivalin girişine bir sürü rengârenk balon ve kocaman bir afiş koyardım. Afişin üstünde “Binicilik Festivalimize Hoş Geldiniz!” yazısı ve rengârenk elle boyanmış süsler olurdu. Daha sonra her yerde çeşit çeşit atlar ve ponylerle ilgili stantlar bulunurdu.
Girişin hemen başında yiyecek ve içecek bölümü yer alırdı. Yiyecek olarak at şekilli kurabiyeler, at nalı şeklinde simitler ve saman şeklinde pamuk şekerler olurdu. İçecek olarak havuçlu milkshake, atların da içebileceği şekilde elma suyu ve arpa sulu kokteyller bulunurdu. Ayrıca, şaha kalkmış bir at ve binicisi şeklinde tasarlanmış dondurma ve lolipoplar da olurdu.
Yiyecek-içecek bölümünden sonra çeşit çeşit oyunlar ve küçük eğlenceler düzenlerdim. Bu oyunlardan sonra en eğlenceli kısım, yani pony biniş dersleri ve gezintileri başlardı. İnsanlar sadece eğlenip gitmesin diye, “Atlara nasıl bakılır?”, “Bir ata nasıl binilir?” ve “Binerken hangi ekipmanlar gerekir?” gibi konularda bilgi veren kulüpler de yer alırdı.
Bu kulüpler aynı zamanda kısa dersler de verirdi. Böylece insanlar festivalden ayrılırken hem güzel vakit geçirmiş hem de atlar ve ponyler hakkında yeni şeyler öğrenmiş olurlardı.