Bir Bulut Olsaydım

Bir bulut olsaydım, gökyüzünün mükemmelliğinde süzülen, hafifliğin simgesi olurdum. Dünya ile aramdaki mesafe, özgürlüğüme engel olmazdı; rüzgarla savrulurken her yeni yeri, her yeni manzarayı keşfederdim. Bilgeliğim yaşlı bir dededen üstün olurdu.

Bir gün denizlerin üstünden geçerken, okyanusun derinliklerindeki huzuru hissedebilirdim. Bir başka gün, dağların zirvelerine ulaşırken, karların soğukluğunu içimde taşıyarak her bir zirveden farklı bir dünyaya göz atardım. Sürekli hareket etmek, her an yeni bir macera, yeni bir duygu yaşamak demekti. Zaman zaman göçmen kuşlarla konuşurdum, bazen de Ay’la, belki başka gezegenlerle konuşurdum.

Eğer bir bulut olsaydım insanlar benden ilham alır mıydı? Belki de… Onlar, beni izlerken bir an durup düşündüklerinde, hayatın ne kadar geçici olduğunu, her şeyin ne kadar hızlıca değişebileceğini fark ederlerdi. Her şeklimde, her hareketimde gizli mesajlar saklıydı. Tıpkı hayat gibi; sabahın bir umut, akşamın gri tonlarında ise huzur.

Bana bir bulut olsaydım, belki de tek dileğim, insanların gökyüzüne bakarken kendilerini bir an kaybetmeleri, zamanın ne kadar hızlı geçtiğini hatırlamaları olurdu.

(Visited 25 times, 1 visits today)